Kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iptal ve tescil davası açılmasının mümkün olduğu, davacı tarafın bu haktan yararlandığı, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu-
İhtiyati haciz kararının infaz edildiği icra dosyası getirtilerek itirazın süresinde olup olmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tapu iptali ve terkin-
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
İş akdini işçinin kendisinin feshettiği davada, ihbar tazminatı talep hakkı bulunmadığından mahkemece bu talebin reddinin gerekeceği- Mahkemece, ilke kararındaki kriterlere göre emsal ücret araştırması yapılarak, banka kayıtları getirtilerek, diğer delillerle birlikte değerlendirerek davacının ücretini belirlemek ve buna göre diğer alacakların da hesabını yapmak olduğu-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İİK 67/1 maddesi uyarınca –Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.-hükmü uyarınca itirazın iptali davalarını itirazın tebliğinden itibaren 1 senelik hak düşürücü süre içinde açılması gerektiğinden ve sürenin de mahkemece resen dikkate alınması gerektiği-
El ve işbirliği içinde hareket eden bir kısım davalılarca taşınmazların teminat mukabili temliki karşısında yurt dışından getirilecek ziynet eşyalarının satılarak birlikte kar elde edecekleri telkiniyle davacıları tapu idaresine götürmek suretiyle hileye düşürdükleri, çekişme konusu taşınmazların A.'e bedelsiz temlikinin sağlandığı, davacıların satış iradesinin bulunmadığı, hilenin öğrenilme tarihinden itibaren davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı, son kayıt maliki Ö.'in ise satış bedelini ödeme şekli ve diğer davalılar ile olan ilişkisi dikkate alındığında Türk Medeni Kanununun 1023.maddesi anlamında iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği-
Zinaya dayalı boşanma davasında davalının bir başka kadınla devamlı olarak birlikte yaşaması halinde olayın tek eylem gibi değerlendirilerek davanın hak düşürücü süreden reddedilmesi yerine, altı aylık hak düşürücü sürenin son eylem tarihinden itibaren başlayacağının gözetilmesi gerektiği-
Dava dışı işverene bağlı olarak yerine getirdiği faaliyetin “el halıcılığı dokuma işi” olduğunun anlaşılması karşısında uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun’un 3/II-(D) bendine göre el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanların hakkında iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanacağından malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları kollarına tabi olamayacakları ve bu hükmün sonucu el halıcılığı dokuma işinde çalışmaya başlanılan tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.