Davaya konu kooperatif üyelik ve durak hakkının davalının mülkiyetinde değilse kendisine ait olmayan hattı diğer davalıya mülkiyet olarak devir etmesinin (tasarrufta bulunmasının) mümkün olmayacağı- Dava konusu edilen hat üzerine haciz konulması ve hattın açık artırma ile satılmasının mümkün olmadığı, zira böyle bir hat, İİK'nda haczedilebilir bir mal, hak ya da alacak olarak öngörülmediği (12. HD. 27.04.2004 T.6198/10380; 3.12.2004 T. 20157/25034 kararları da bu yöndedir), kaldı ki muvazaa davası sonunda verilen bir kabul kararı üzerine cebri icra yetkisi verilecek bir hak da söz konusu olmayacağı, başka bir söyleyişle icra dairesince satışa çıkarılacak bir mal veya hak da bulunmayacağı, sonuçta davaya konu edilen kooperatif üyelik ve durak hakkı ile ilgili borçlunun yaptığı iptale tabi bir tasarruftan söz edilemeyeceği-
Hukuki ehliyetsizlik ve aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil talebine-
Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “...ret tarihinden başlayarak altı ay içinde...” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığı-
Fesih ve işe başlatmama sebepleri her olayın özelliğine göre değişkenlik arz edebileceğinden, kanun koyucunun somut olayın özelliğine göre takdir hakkını hâkime bıraktığı durumda, bağlayıcı nitelikte olan İçtihadı Birleştirme Kararı ile sınırlandırma yapılması uygun düşmeyeceğinden içtihadı birleştirmeye gerek bulunmadığı-
Ortak mirasbırakanları M. Umucu'ya ait 3 parsel sayılı taşınmazı, davalının, mirasbırakanın yaşlılığından faydalanarak ve kandırarak adına tescil ettirdiğini, yapılan temlikin muvazaalı olduğunu ve miras hakkından mahrum edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline-
Önalım hakkını kullanan paydaşın, tapuda gösterilen «satış bedeli» ile «davalı tarafından ödenen harç ve masrafları» toplamından ibaret önalım bedelini mahkeme veznesine yatırması gerekeceği, ancak satış tarihi ile dava tarihi arasında uzunca bir süre geçmiş ise, dava konusu payın dava tarihindeki değerinin önalım bedeli olarak yatırılması gerekeceği–
İİK mad. 72 uyarınca istirdat davasında bir yıllık hak düşürücü sürenin, borç olmayan paranın tamamen ödenmesinden sonra başlayacağı-
Davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine-
766 sayılı Yasa’nın 28/4 maddesine göre, komisyon kararının ilgililere tebliğinin gerektiği, itiraz üzerine tapulama komisyonunca feragat nedeniyle itirazın reddine taşınmazın tespit gibi tesciline kararın ilgililere tebliğine ve 30 günlük itiraz süresinin beklenmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, yapılan kesinleştirme işleminin ve buna ilişkin komisyon kararının yasa hükümlerine aykırı olduğundan hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle davacı yönünden kadastro tespitinin henüz kesinleşmediğinin kabulünün gerekeceği, tapulama tutanağı henüz kesinleşmediğinden hak düşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.