... İcra Müdürlüğünün ........ E. sayılı takip dosyasına ilişkin olarak İcra Hukuk Mahkemesi'nin alacaklının da taraf olduğu icranın geri bırakılması ilamında borçlu ...'nun adresinin "... mah. ... sok. .... Konutları No:1 Blok D/3 " olarak belirtildiği, bu durumda borçlunun bilinen en son adresinin bu adres olduğu anlaşılmakla, bu adrese tebligat çıkartılmadan, diğer adreslerin bilinen son adres olduğu varsayılarak mernis adresine Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-. Mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ve borçlunun sair şikayetlerinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
«Tebligatın usulsüz olduğunun saptanarak satışın durdurulması» istemini karara bağlama görevinin , icra mahkemesine (tetkik merciine) ait olduğu-
Borçlunun tebligatı öğrenme tarihi tespit edildikten sonra buna göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken tebligatın iptali yönünde hüküm tesis edilemeyeceği-
İİK.’nun 347. maddesinde belirtildiği şekilde üç aylık ve bir yıllık süreler geçtikten sonra şikayette bulunulması halinde “şikayet hakkının düşürülmesi” ne karar verilmesi gerekeceği-
Muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya Teb. K. mad. 21/2 uyarınca tebligat çıkartılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddianın mahkemede her türlü delille ispat edilebileceği, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan, dosya üzerinde yapılan inceleme ile karar verilemeyeceği-
“Tebligatın usulsüzlüğü”nün gecikmiş itiraz nedeni olamayacağı gibi, “gecikmiş itiraz nedeni”nin de tebligatın usulsüzlüğüne esas teşkil etmeyeceği–
Borçlu Hazine vekil ile temsil edildiği halde, Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tüzüğün 15. maddesi ile Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri Ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı olarak, ödeme emrinin vekil yerine mal müdürlüğü personeline yapıldığı anlaşılmış olup, tebligatları almaya yetkili olmayan personele yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu ve bir hukuki sonuç doğurmayacağı-
Tazminat davasında, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT dikkate alınarak kendisini vekille temsil ettiren adı geçen davalılar yararına reddedilen miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılması maktü vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Satış ilanı tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak; muhatabın tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tevsik edilmediği, tebliğe çıkaran merci dışında tebligat üzerinde iki imzanın bulunduğu oysaki beyanı alınan (ve imzadan imtina ettiğine dair şerh düşülmeyen) komşu, tebligatı teslim alan muhtar ve tebliğ memurunun imzası olmak üzere üç imzanın bulunması gerektiği, tebliğ memurunun ad–soyadının tebligat zarfında yazılı olmadığı dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Artırma bedelinin taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az %50'sini bulmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılamasının zorunlu kılındığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.