Tebligat Kanununun 21 ve Tebligat Tüzüğü‘nün 28. maddesi uyarınca; muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek kişilerin hiçbirisi gösterilen adreste bulunmazsa; tebliğ memurunun bu kişilerin adreste bulunmama sebeplerini, bilmesi muhtemel konusu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta âbir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan kaçınmaları halinde bu durumu da tutanağa yazıp imzalamaları (imzalatmaları) gerekeceği, ayrıca, tebliğ sırasında hazır bulunmayan muhatapların, tevzi (dağıtım) saatlerinden sonra adrese geldiğinin (döndüğünün) beyan edilmesi halinde, bunun tebligat parçasına yazılıp imzalanması gerekeceği–
Mahkemece; ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten önce yapılan hacizlerin hükümsüz kaldığı gerekçesiyle, borçlunun meskeniyet şikayetine konu taşınmaz yönünden haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Bonodaki yetki kaydının avalist borçluyu bağlamayacağından yetki itirazının kabulüne ilişkin kesinleşen kararın usuli kazanılmış hak oluşturduğu, bu konudaki içtihat değişikliğinin usuli kazanılmış hakkı bertaraf etmeyeceği-
Tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönündeki isteğin şikayet niteliğinde olup, 7 günlük süreye tabi olduğu-
Şikayetçi vekiline gönderilen satış ilânının; "Gösterilen adreste daimi çalıştığını beyan eden personel ..........'a tebliğ edildi” açıklaması ile tebliğ edildiği, vekil adına yapılan bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığı araştırılarak tespit edilmemiş olup, bu durumda tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.