Ortaklığın giderilmesi ilamının tarafı ve ihale konusu taşınmazın (miras sebebi ile ilgilisi ve) olan şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, şikayetçi vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesinin veya usulsüz tebliğ edilmesinin de aynı hukuki sonuçları doğuracağı- Satış ilanın yapıldığı gazetenin tirajı araştırılmadan sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
Borçlu ... adına çıkarılan satış ilanının, “Gösterilen adreste muhatabın kendi imzasına tebliğ ettim.” şerhiyle “B.... K..........” isim ve imzasına tebliğ edildiği, evrakın borçluya tebliğ edildiği belirtilmesine rağmen borçlunun imzasının alınmadığının anlaşıldığı, bu hali ile yapılan tebligatın, yasa hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu-
Satış ilanının borçluya, alacaklıya ve tapudaki ilgililere tebliğ edilmemesi ya da usulsüz tebliği ihalenin feshi nedeni olduğu- Şikayetçi taşınmaz hissedarına satış ilanı tebliğ edilmediği gibi şikayetçi borçluya TK'nun 21/2'ye uygun meşruhat içermeyen tebligat gönderildiğinden ihalenin feshi isteminin kabul gerektiği-
Ödeme emri tebliğ evrakında  “Mernis Adresi” ibaresi bulunmakla birlikte “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhat  bulunmadığından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu- Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresine renkli bastırılan tebligat zarfının gönderilmesi gerekeceği- (Bu tebliğ zarfının açık mavi renkte basılacağının da Yönetmeliğin 79/2. maddesinde düzenlenmiş olduğu)-
Mernis adresine çıkartılan tebligat evrakında, sadece adresin başında “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh dışında, tebligatı çıkaran mercii tarafından tebliğ zarfı üzerine “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” verilmediğinden ve tebliğ zarfı "beyaz renkli" olduğundan yapılan tebliğin usulsüz olduğu- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise tebliğin geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Borçlunun itirazı kaldırılmadan, alacaklının haciz talebinin yerine getirilemeyeceği–
“Satış ilanı”nın borçlu şirketin (tüzel kişinin) yetkili temsilcilerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple, mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları halinde, tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekeceği; şirketin yetkili temsilcilerinin hangi nedenle tebligatı alamayacak durumda oldukları belirtilmeden muhasebe görevlisine yapılan tebligatın geçerli olmayacağı-
Sermaye şirketlerinin ortakları ile yöneticilerinin, sadece bu sıfatları nedeniyle iflasa tabi tutulamayacakları, bu kişilerin ancak “tacir” olmaları halinde iflaslarının istenebileceği-
Takip dayanağı ilamda borçlunun vekille temsil edilmiş olması halinde –HUMK’nun 62. (şimdi; HMK.' nun 73.) , Teb. K.’nun 11. ve Av. K.’nun 41. maddeleri gereğince- icra emrinin vekile tebliği gerekirken asile tebliğ edilmiş olması usulsüz olduğundan, ‘icra emrinin iptaline’ karar verilmesi gerekirse de, icra emrinin hem aile hem de vekiline ayrı ayrı gönderilmiş olması halinde, artık ‘icra emrinin’ iptaline karar verilmemesi gerekeceği–
Borçlunun bilinen en son adresine Tebligat Kanunun 10. maddesine göre çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade gelmesinden sonra ancak Tebligat Kanunun 21. maddesine göre tebligat yapılması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.