"Üst sınır ipoteği" olarak kurulmuş olan ipoteklerin, ipotek akit tablosunda "ipoteğin, borcun eklentilerini de kapsayacağı" (faiz, gider vergisi gibi eklentilerin de ana paraya ekleneceği) öngörülmüş dahi olsa, ipotek veren kişilerin sorumluluğunun yine limitle sınırlı olacağı–
Satış ilanının ilgili kişiye usulsüz olarak tebliğ edilmiş olmasının, başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğu-
Ödeme emrinin iptaline ilişkin verilen karar kesinleştiğinden, takip kesinleşmeden taşınmaz üzerine haciz konularak yapılan ihalenin de feshine karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu taşınmazın kesinleşen kıymet takdiri raporuna göre değerinin 736.000,00 TL olduğu, 740.0000,00 TL'ye ihale edildiği, taşınmazın kesinleşen muhammen bedel üzerinden ihale edildiğinden zarar unsuru gerçekleşmediğinden İİK 134 madde kapsamında hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olması nedeni ile yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine-
Borçlunun mernis adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan Örnek 6 icra emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemleri usulsüz olduğu, bu hususun ihalenin feshi sebebi oluşturacağı-
Tebligat Kanunu mad. 13 'e göre yapılan tebligatta, tebligatı alan şahsın tebliğ tarihi itibariyle şirket yetkilisi olduğunun tespiti halinde tebligatın usule uygun sayılacağı- İİK. mad. 127 gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği ve borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiş olup, davalıya yapılan tebligat işlemi Tebligat Kanununun 21.maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen usule aykırı olduğu-
Aynı ilamda birden çok ihtiyarî dava arkadaşı hakkında ayrı ayrı hükmedilen alacak kalemlerinin, her bir davacı yönünden borçluya karşı ayrı ayrı takibe konulmasının mümkün olduğu-  "Aynı sebep ve aynı ilamdan kaynaklı alacakların aynı takip dosyası üzerinden tahsili mümkünken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ilam alacaklılarının, her birinin kendi payına düşen kısım için ayrı takip başlatmasının hakkın kötüye kullanımı olup, usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil ettiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katkı payı atacağı davasında, taşınmazın değerinin bildirilmesi ve bildirilecek değer üzerinden yatırılacak harç ile ilgili olarak yapılan meş­ruhattı tebligatın geçersiz olduğunun kabulü ile iddia ve savunma çerçevesinde taraf delil­leri toplanarak sonucuna göre bir karar ve­rilmesinin gerekeceği-
TMK. mad. 713/3 gereğince açılacak tescil davalarında, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin re’sen davalı olarak gösterilmesi gerektiği- Tescil konusu taşınmazın çevresinde orman niteliğindeki alanlar bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece taşınmaz başında keşif yapılarak dava konusu yerlerin zemin üzerinde tespit edilmesi, mahalli bilirkişi ve teknik bilirkişiler aracılığı ile kroki üzerinde işaretlenmesi, dava konusu yerlerin net olarak belirlenmesi bakımından açılmamış sayılmasına karar verilen dava dosyasından yararlanılması, çevresinde orman niteliğindeki yerler bulunması nedeniyle orman harita ve belgeleri istenilerek usulüne uygun olarak orman araştırma ve incelemesi yapılması ile bir karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.