Mahkemece "satış ilanlarının", kendilerini vekille temsil ettirdikleri halde borçlu asillere gönderildiği ve bunun da tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gerekçesiyle verilen "şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine" dair kararın ihale alıcısı tarafından temyiz edilmemesi ile, kendisi için ihalenin feshine ilişkin icra mahkemesi kararı şekli anlamda "kesin hükme" dönüşmüş olduğundan bu kararın özel dairenin bozmasından sonra ihale alıcısı lehine sonuç doğurmayacağı gibi, yerel mahkemenin direnme kararını da ihale alıcısının temyiz etme hakkı ortadan kalkmış olduğundan, ilk kararı temyiz etmeyerek kendisi için şekli anlamda kesin hükme dönüşen direnme kararını ihale alıcısının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği- 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 7201 s. Yasa’nın 32. maddesi uyarınca muhatabın öğrenme tarihi olarak beyan ettiği tarih olarak düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılırsa bile hükümsüz sayılacaklarından dolayı anılan haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı üçüncü ve dördüncü kişilerin, dava konusu taşınmazların gerçek satış bedelini haricen ödediklerini banka dekontları ile kanıtlamaları (ve bu kişilerin kötüniyetli olduklarının davacı-alacaklı tarafından kanıtlanmamış) olması halinde, açılan tasarrufun iptali davasının reddedilmesi gerekeceği–
Dahili davalılar adına çıkartılan dahili dava dilekçeleri ve duruşma gününü bildirir davetiyeler, Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de; muhatapların adreste ne sebeple bulunmadığı açıklanmadığı, komşu imzası veya imzadan imtina ettiğine ilişkin açıklama da alınmadığından yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı- Bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada adı geçen kişilerin belirtilen bu adreslerine Tebligat Kanunu 35.maddesine göre tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği gibi, adı geçen kişilerin mernis adresleri de tespit edilmiş olmasına rağmen belirlenen adreslerine tebligat çıkarılmadan ve Tebligat Kanunu 21.maddesine 6099 sayılı Kanunla eklenen ek fıkra uyarınca işlem yapılmaksızın Tebligat Kanunu 35.maddesine göre yapılan geçersiz tebligatlara dayanılarak yargılamaya devam edilemeyeceği-
Söz konusu tebligatta, borçlunun işte olduğuna ilişkin beyanda bulunan komşunun adı soyadı tevsik edilmediği gibi, haber bırakılan komşunun kim olduğunun da tebligat mazbatasında açıkça belirtilmediği görülmekle, söz konusu tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğu, o halde, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası-
Mahkemece icra emri ve kıymet takdiri raporunun borçluya tebliğine ilişkin borçlunun yaptığı tebligatın usulsüzlüğü, şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayette hukuki yararın bulunmadığından bahisle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir...
İcra ve iflas kanununda yer alan icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekeceği, bu durumda ödeme emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliğinin söz konusu olduğu, o halde Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken borçlu asile tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Muhatabın tevziat saatinde nerde olduğu, adrese dönüp dönmeyeceği TK'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddeleri gereğince araştırılmadığı ve komşunun isminin tespit edilmediği, böylece tebligatın, TK'nun 21/1. maddesine göre de usulsüz olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.