Şikayetçi vekiline gönderilen satış ilânının; "Gösterilen adreste daimi çalıştığını beyan eden personel ..........'a tebliğ edildi” açıklaması ile tebliğ edildiği, vekil adına yapılan bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığı araştırılarak tespit edilmemiş olup, bu durumda tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu-
Konuları farklı olan ihalelerin taraflar açısından ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğuracağı, bir ihaleye ilişkin verilen kararın diğer şikayetin esasına etkili olmayacağı-
Tebligatların davacıya ulaşmamasında davalıya atfedilecek herhangi bir ihmal ya da kusurun varlığından söz edilemeyeceği gibi; davacı şirketin üzerine düşen edimleri yerine getirmemekle gerçekleşen kendi ihmal ve kusurundan yararlanması da mümkün olmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet davası açılmadığı anlaşılmakla bu hususun artık ihalenin feshi nedeni olarak incelenip dinlenilmesine imkan olmadığı, satış ilanı tebliğinin yerel gazetede yapılmasının katılımı azalttığı belirtilmişse de; hukuki yarar yokluğunda bu hususun dinlenemeyeceği, ihalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine ve İİK'nın 134/2. maddesi uyarınca, işin esasına bu nedenle girilmemiş olunacağından para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince davanın reddi ile ihale bedeli üzerinden para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle, resen bakılan sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına-
Davalıların, şirkette yönetici, denetim kurulu üyesi, ortak ve hizmet akdi ile çalışan personel oldukları ileri sürülerek davanın açıldığı gözetildiğinde öncelikle davacıdan, kendilerine usulüne uygun olarak tebligatın yapılmadığı davalıların T.C. kimlik numaralarını tespite yarar bilgilerin istenmesi, yerleşim yeri adreslerinin belirlenmesi, adresleri bu yolla tespit edilemeyen davalıların zabıtadan, resmi ve hususi müesseselerden adreslerinin tespitine çalışılması, ayrıca dosyada geçerli vekaletnamesine rastlanmayan davalılar adına tebligatın yapıldığı vekiller için düzenlenmiş vekaletnamelerinin ibrazının sağlanması, aksi halde tebligatların davalılar adına gönderilmesi gerektiği-
Tebligat tarihi itibari ile şirketin ticaret sicilinde kayıtlı şirket temsilcisinin münferit olarak başka bir kişi olduğu ve dolayısıyla tebligat yapılan kişinin şirketi temsile yetkili olmadığından, tebligat işleminin Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine aykırı olmakla usulsüz olduğu, mahkemece öğrenme tarihinin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerekeceği-
Fesih ihbarı nedeniyle tahliye ve akdin feshi istemi-
Ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden ödeme emri tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının isabetsiz olduğu- Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresine renkli bastırılan tebligat zarfının gönderilmesi gerekeceği-
İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortak girişimin yani adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti bulunmadığı, taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup mahkemece doğrudan doğruya gözetileceğinden bu hususun ayrıca süresiz şikayet konusu olacağı; şikayet sonucunda icra mahkemesince ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması sonuca etkili olmayacağından, şikayetçinin başvurusunun tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet olarak kabulü gerektiği-Tebligat mazbatasında belirtildiği üzere, komşusunun sözlü beyanına göre dışarıda olduğu bildirilen borçlunun, tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği belli olmadığı gibi, beyanı alınan komşunun imzadan imtina edip etmediği hususunun da tevsik edilmediği, öte yandan haber bırakılan komşu isminin de tesbit edilmediği görüldüğünden yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.