Ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte şehir dışında olduğuna ilişkin bir delil sunamamış olan borçlunun “gecikmiş itiraz talebinin reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Kiracı-borçlunun “kiralananın tahliye ve teslim edildiğini, kira ilişkisinin sona erdiğini” İİK.’ nun 68. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlaması gerekeceği-
Duruşmaya çağrı kağıdının sanığın imzasına tebliğ edilmesini müteakip, kararın verildiği oturuma sanık ve sanık müdafiinin birlikte katıldıkları ve sanığın müdafii huzurunda savunmasını yaptığı, böylece savunma hakkını kısıtlayacak bir durum söz konusu olmadığı-
Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceği-
Şikayetçinin, şikayete konu edilen taşınmazın ihalesinin yapıldığı tarihten yedi günra, kendisine yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğunun anlaşıldığı, bu itibarla, ihalenin feshine yönelik şikayetin İİK.'nun 134. maddesinin 7. fıkrasında öngörülen ihaleden itibaren yasal bir yıllık süre içerisinde gerçekleştiğinin kuşkusuz olduğu, o halde mahkemece, öncelikle satış ilanı tebligatının usulsüzlüğüne yönelik iddia değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği- İİK'nun 134/2. maddesinde, başvurusu reddedilen şikâyetçi aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için şikâyetin esasa ilişkin nedenlerle reddi öngörülmüş olup, istemin esasa girilmeksizin süreden reddi halinde para cezasına hükmolunamayacağından mahkemece borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun itirazının, borca itiraz niteliğinde olup, takip prosedürü itibariyle genel haciz yolu ile takipte İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yasal yedi günlük itiraz süresi içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, dolayısıyla icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle mahkemece itirazın reddi yerine, yazılı gerekçe ile kabulüne ayrıca istem ödeme emrinin iptali talebi ile sınırlı olduğu halde HMK.nun 26. maddesine aykırı şekilde talep de aşılmak suretiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlu tarafından süresinde icra dairesine itiraz edilmemiş olsa bile, sadece tebliğ tarihinin düzeltilmesinde, takibin kesinleşmesinden önce uygulanan hacizlerin kaldırılması, mal beyanında bulunma süresinin belirlenmesi ve takibin kesinleşme tarihinin değişmesi gibi nedenlerle borçlunun hukuki yararı bulunduğu-
Kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayarak savunma hakkı kısıtlanmış olan davalıya usulünce dava dilekçesinin tebliğ edilip, ortaya koyacağı delillerin toplanıp, savunmalarının da dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerektiği-
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı-
Ortaklığın giderilmesi istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.