Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; mahkemece, maddi tazminat alacağına ilişkin olarak ıslaha karşı zamanaşımı def'inde bulunmamış olan davalılar yönünden de ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığından bahisle davanın kısmen reddine karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bu sebeple de bozulması gerektiği- , Davacının yaralandığı hususu ceza dosyası içerisindeki rapor ile sübuta ermesine karşın ispat edilemediği şeklindeki kabul edilemez gerekçe ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerektiği-
Özelleştirme kapsamına alınan işyerlerinin tamamen veya kısmen satışı, kiralanması, işletme hakkının devri durumlarında işyerinin devri söz konusudur ve devrin hukuki sonuçları ortaya çıkar; işyerinin özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi, faaliyetlerinin tamamen veya kısmen durdurulması nedenleriyle ise sözleşmelerin ancak bildirimli fesih yoluyla sona erdirilebileceği-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemi-
Sigortalanan mal üzerinde rehin hakkı bulunması durumunda sigorta şirketinden tazminat talep etme konusundaki önceliğin rehinli alacaklıya ait olduğu- İyiniyet kurallarına aykırı olarak davacıyı oyalayan davalı sigorta şirketinin zamanaşımı define dayanamayacağı-
Kira alacağı istemi-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesine hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının bulunup bulunmadığı ve bu alacakların hesap yöntemi noktalarında toplanmaktadır...
Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdatı istemine ilişkindir...
Sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın, (yersiz ödenen paranın) tahsili istemine ilişkin davada; HGK'nun 26.10.1966 gün ve 1965/302 E.- 1966/279 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümlerinden doğan uyuşmazlıklarda, yetkili mahkemenin; davalının, Türk Medeni Kanunu uyarınca ikametgahı sayılan yer mahkemesi olduğu; dir. davalının yekti itirazında, davanın davalı ikamet adresinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini belirttiği; yetkili mahkemeyi gösterdiği; yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı -
Taraflar arasında kooperatif üyeliği ilişkisi devam ettiği sürece aidat borcunun devam edeceği ve gecikme halinde BK'nın 117 vd. maddeleri gereğince gecikmeden kaynaklanan zararın tahsili gerektiği, zamanaşımı def'inin yerinde olmadığı, alacak miktarının yargılama sonucu belirlendiği ve likid olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalı tarafından kanuni süresi içinde ek davaya karşı zamanaşımı def'inde bulunulmasına ve ek dava tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayan bir kısım alacak olmasına rağmen, davalının zamanaşımı defi dikkate alınmadan sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.