Din Kültürü ve Ahlak B.si dersi öğretmeninin, dersin son 5-10 dakikasında öğrencileri C. namazına gitmeleri için abdest almaya gönderdiği, öğrencilerin dersten çıkmalarına izin verdiği iddiası ve başka iddialar nedeniyle bir öğrenci velisi tarafından verilen dilekçeler üzerine yapılan soruşturmada ve benzer konuda davacı hakkında yapılan başka bir soruşturmada öğrenciler ve öğretmenler tarafından iddiaların doğru olduğu yönünde bilgiler verildiği bu durumda gerçek bir olaydan yola çıkılarak eleştiri sınırlarının aşılmadan güncel bir olayın kamuoyuna açıklandığı, görünür gerçeğe uygun olan yayında kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı-
Konteynerleri haksız olarak alıkoyan davalıdan haksız fiil hükümlerine göre tazminat talep edilmiş olup haksız alıkoyma sürecinde davacının zararının mütemadi olduğunun kabulü gerektiği- Geçen süre zarfında, davalı tarafından konteynerlerin kullanılmadığı veya başkasına kullandırmadığı, davacı tarafından da sadece haksız alıkonma yüzünden uğranılan zararın talep edildiği anlaşıldığından, somut olaya fuzuli işgal veya gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeye ilişkin zamanaşımı sürelerinin uygulanamayacağı- Davalının eylemi nedeniyle yoksun kalınan kazancın tazminat olarak talep edildiği uyuşmazlıkta, zararının sürekli ve belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle her günün zararına ait haksız fiil zamanaşımı süresinin o günden itibaren işlemeye başlayacağı- Davalının süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu gözetilerek, 6101 s. TBK.nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 5. hükmü de dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- "Davacının talebinin kötü niyetli zilyedin sorumluluğunun düzenlendiği TMK’nin 995. maddesi kapsamında değerlendirilerek (ecrimisilde uygulanması gereken) beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Her ne kadar İtiraz Hakem Heyeti tarafından TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,65 teknik faiz yöntemi esas alınmışsa da, söz konusu hesaplama yöntemi 04.12.2021 tarihli Genel Şartlar ile getirilmiş olup kaza tarihi itibari ile geçerliliğinin bulunmadığı, bu nedenle davacı için, TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi, %1,65 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından progresif rant formülü kullanılmak suretiyle tazminatın belirlenmesi gerekeceği- Her ne kadar dosya içindeki bilirkişi raporunda, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 14 üncü maddesinde Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe atıf yaptığı gerekçesi ile çocuğun sürekli iş göremezlik oranının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre belirlendiği belirtilmiş ise de bu yönetmelik Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 18 inci maddesi ile 20.02.2019 tarihinde yürürlükten kaldırıldığı için bu tarihten sonraki kazalarda bu Yönetmeliğin uygulanma imkanının kalmadığı, bu nedenle davalının usulü kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydı ile Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve eklerine göre maluliyet oranının belirlenerek karar verilmesi gerekirken yanlış yönetmelik esas alınarak hazırlanan rapora göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK'nun 53/3. (818 sayılı BK'nun 45/2.) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde yer alan düzenlemelerin; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun, davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte olmadığı, aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin -ve bu bağlamda vekalet ücretinin- davanın tarafları hakkında kurulması gerekeceği, Avukatlık Yasası’ndaki, “vekalet ücreti avukata aittir” biçimindeki düzenlemenin hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kural olduğu, bu yorum ve varılan sonucun aynı maddedeki “bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez” biçimindeki düzenleme ile de doğrulandığı,bu nedenlerle, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Taşınmazın davalı şirket tarafından kullanıldığı, mahkemece; davalı şirketin delil listesinde yer alan tüm delillerin eksiksiz toplanması, Milli Emlak Müdürlüğü elemanlarınca mahallinde tanzim edilen tutanakta yer alan tanıkların tespit edilmesi, davalı şirketin gösterdiği tüm delillerin eksiksiz toplanıp, tanıkların bildirilmesi için süre verilmesi, tüm deliller toplandıktan sonra, mahallinde uzman jeoloji, maden ve harita mühendislerinden oluşacak bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılması, bu sahada faaliyet gösteren şirketlerin ruhsat sahalarının ve dava konusu taşınmazın hangi şirketin ruhsat sahası içinde kaldığının belirlenmesi, arazinin sular altında kaldığının saptanması durumunda, ne zamandan beri ve ne şekilde su altında kaldığı, su altında da olsa bu alandan kömür çıkarmanın mümkün olup olmadığının araştırılması, buradan kömür çıkarıldığının saptanması durumunda ne kadar süre ve kim tarafından çıkarıldığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.