Davacı asil (daha sonra istifa eden) vekiliyle birlikte duruşmaya katılarak mahkemeye adresini bildirmiş olduğundan, dava dilekçesinde bildirmiş olduğu adres ile önceki duruşmada bildirmiş olduğu adreslerin bilinen en son adres olma özelliğini kaybetmiş olduğu ve bu durumda gerekçeli kararın davacı-birleşen davalıya usule uygun şekilde tebliğ edildiğinden söz edilmesi mümkün olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesince, davacı-birleşen davalı erkeğin istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulü ile istinaf başvurusunun incelenmesi gerektiği-
Davacıya babasından kalan gayrimenkullerin boşanma davası sırasında mevcut olduğu, sonradan edinilmediğine göre, mahkemece; yoksulluk durumu devam eden davacının geçimi için yeterli ve davalının geliri ile orantılı olacak şekilde TMK. nun 4. maddesindeki "hakkaniyet" ilkesi de gözetilerek nafakanın uygun bir miktar artırılması gerekeceği-
Davacı kadının sabit işi ve düzenli bir geliri bulunduğundan, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği-
Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı yararına takdir edilen maddi tazminat miktarının az olduğu-
Boşanma davası sırasında davacı kadının mahkemeye sunduğu dilekçe ile tazminat ve nafaka talep etmediğini açıklaması durumunda, daha sonra yenileme dilekçesi ile tekrar talepte bulunamayacağı–
Davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın az olduğu- Davacının faiz isteği olmadığı halde maddi tazminata faiz verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının sigortalı olarak çalıştığı, sürekli ve yeterli gelirinin bulunduğu, bu nedenle davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda tazminata takdiri gerektiği-
Davalı-davacı (koca)'nın evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, ayrı bütçe oluşturduğu, cimrilik ölçüsünde tutumlu olduğu, beden temizliğine özen göstermeyerek ter koktuğu; kadına atfedilebilecek bir kusur ise bulunmadığından, evlilik birliğinin sarsılmasında neden olaylarda kocanın kusurlu olduğu- Davalı-davacı (koca) tarafından açılıp birleştirilen boşanma davası, haklı görülmeyerek reddedildiğine göre, davada kendisini vekille temsil ettiren davacı-davalı (kadın) yararına, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.