Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği- Erkeğin kusurlu davranışlarının ise eşi tarafından affedildiği, en azından hoşgörüyle karşılandığı, bu sebeple erkeğe kusur isnat edilmeyeceğinden kadının davasının reddinin gerektiği ve erkeğin kabul edilen boşanma davası temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, kadının boşanma talebinin konusuz hale geldiğinden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti konularında, davadaki haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği- Boşanmaya sebep veren olaylarda kadın tam kusurlu olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerektiği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek erkek yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği- Boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemeyeceği-
Davalı kadının almış olduğu 551 YTL yetim aylığı ve 300 YTL yoksulluk nafakası toplamı asgari ücretin üzerinde ise de ileride sosyal güvenlik mevzuatı hükümleri gereğince başka hak iddia edenler olabileceğinden yetim aylığının azaltılması durumu oluşabileceğinden , bu husus mahkemece ancak indirim sebebi olarak değerlendirilerek sonucuna uygun hüküm kurulması gerekeceği-
Evlilik birliği devam ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiye karşı diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunamayacağı-
Affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemeyeceği- Fiili ayrılığın tek başına boşanma nedeni olmadığı-
Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Kredi Alacağı
Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunmasının gerekeceği, borçlu bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğunn 2012 yılının Şubat ayından itibaren kendi yanında kaldığını iddia etmekte olup, bu iddiasının her türlü delille ispatlanabileceği-
Mahkemece, HMK. mad. 297’ uyarınca özellikle bozma kararında yer verilen bozma gerekçesine karşı direnmenin gerekçesinin de (gerekirse yeni bir hüküm oluşturmayacak şekilde yasal sınırlarda genişleterek) açıkça kararda gösterilmesi gerektiği-
Yoksulluk nafakasının artırılması davasına cevap niteliğindeki dilekçede, nafakanın kaldırılması gerektiği savunması bulunmasının, bunun karşılık dava dilekçesi olarak kabulünü gerektirmeyeceği-
2. HD. 21.10.2021 T. E: 7025, K: 7564-
Koca tanıklarının anlattığı olaylar ilk davanın açılmasından önceki döneme ilişkin olup, ilk davanın reddi nedeniyle, ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davacı-davalı kadına bir kusur yüklenemeyeceği- Kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmış olup, ilk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamadığından; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda, ilk davayı da açarak boşanma sebebi yaratan kocanın tamamen kusurlu olduğu; mahkemece boşanma davasının kabul edilmesi ve kusur yüklenemeyen kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.