Davalı babanın velayeti fiilen kullanmaması ve “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi” gereğince, velayetlerinin anneye verilmesi gerekeceği-
2. HD. 07.06.2018 T. E: 2016/17659, K: 7472-
Alacaklı tarafından açılan nafaka davasında hükmedilen nafaka alacağının ilamlı icra takibine konulduğu, anılan bu takip devam ederken alacaklı tarafından açılan boşanma davası sonucu verilen ilam ile; "tarafların boşanmalarına, .. sayılı dosyada kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür olmamak şartı ile dava tarihinden itibaren aylık 250 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline, karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak devamına, kesinleşmeden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, 12.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına, ev eşyalarının aynen ödenmesine, aynen olmadığı takdirde 9835 TL eşya bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, 455,50 TL. yargılama giderine" hükmedildiği, kararın kesinleştiği, başlatılan ilamlı icra takibinde, yargılama giderinin, manevi tazminatın tahsilinin talep edildiği, öte yandan, alacaklının anılan bu boşanma ilamını icra müdürlüğüne ibraz ederek, bu ilama göre icra emri düzenlenmesini talep etmesi üzerine, icra müdürlüğünce düzenlenen icra emrinde manevi tazminat, eşyaların teslimi, teslim edilmediği takdirde eşya bedelinin, yargılama giderinin ve 250 TL nafakanın tahsilinin istendiği, borçlunun icra emrinde talep edilen alacak kalemlerinin önceki takip dosyasında talep edilmesi nedeniyle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece icra emrinde talep edilen alacak kalemlerinin aynı olması nedeniyle sonraki tarihli icra emrinde yargılama gideri ile manevi tazminat kaleminin ve faizinin iptaline karar verildiği görülmekle, eşya bedelinin ilk takip talebi ve icra emrinde bulunmadığı, bu takibin dayanağı olan nafaka ilamında eşya bedeline hükmedilmediği, eşya bedeline boşanma ilamında hükmedilmesi nedeniyle, takip talebine aykırı olarak boşanma ilamında hükmedilen eşya bedeline ilişkin alacağın tahsilinin talep edilmesi, takip talebinin aşılması sonucunu doğurmakta olduğu, mahkemece icra emrindeki 9835 TL eşya bedeli ile ilgili alacak kaleminin de iptaline karar verilmesi gerektiği-
Yoksulluk nafakası yükümlüsünün çalışmasına bedensel veya ruhsal bir engeli bulunmadığı sürece, düzenli bir gelirinin bulunmamasının onu yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtarmayacağı- Aksi düşüncenin, yoksulluk nafakası alacaklısının haklarını ileriye dönük olarak kaybetmesine sebep olacağı- Yoksulluk nafakası yükümlüsünün ekonomik durumunun ancak nafaka miktarının belirlenmesinde dikkate alınacağı-
Türk Medeni Kanunu’nun 176/3. maddesi uyarınca yoksulluk nafakasının, nafaka alacaklısının evlenmesi ile kendiliğinden ortadan kalkacağı-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının az olduğu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda nafaka ve tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davacı kadının çalıştığı, düzenli ve yeterli gelirinin bulunduğu ve boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği-
Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne ve nafakanın niteliğine göre, davacının mevcut geliri, asgari yaşam gereksinimleri gözetildiğinde, lehine takdir edilen yoksulluk nafakası fazla bulunmuş olup, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek davalının mali gücüyle mutenasip bir nafaka takdiri gerekeceği-
Mahkemenin, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184 ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan hüküm verdiği-
Yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerekeceği; yardım nafakasının, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu, bu nedenle kanun koyucunun, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmadığı, kanuni bir görev olarak düzenlediği, yardım nafakasının belirtilen nitelikleri nedeniyle, tarafların ekonomik ve sosyal durumunun tam olarak belirlenmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.