Hakimin, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorunda olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminata takdir edilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece davacı kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar lehine hükmolunan iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, ancak artışın hangi tarihten itibaren yapılacağının hükümde belirtilmediği, hükmün kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık ve infazda güçlük çıkarmayacak biçimde kurulması gerekeceği-
Tarafların 01/06/2012 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarının, davalı-karşı davacıya aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığının, davalı-karşı davacının 01/04/2013 tarihinde bir kız çocuğu dünyaya getirdiğinin, çocuğun Y.Ş. tarafından tanındığının dosya kapsamından anlaşıldığı, davalı-karşı davacının, Y.Ş. ile fillen evli gibi yaşadığının davacı tanıkları tarafından doğrulandığı, davacının iddiasını ispatladığı, davalı-karşı davacının bu fiili evlilikten çocuğunun olduğu, bu birlikteliğinin kısa sürmesinin veya daha sonra davalı-davacının ayrılmasının fiilen evliymiş gibi yaşama olgusunu ortadan kaldırmayacağının dikkate alınması gerekeceği-
Toplanan delillerden davacı kadının babasının vefatı nedeniyle tarafların birlikte taziyeye gitmelerinden sonra kocanın, eşini ve çocuğunu bırakıp gittiğinin ve bir daha ilgilenmediğinin, böylece birlik görevlerini yerine getirmediğinin anlaşıldığı, kocanın boşanma nedeni oluşturan ve davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan kusurlu bir davranışının bulunmadığı, hal böyle olunca; davacı kadının manevi tazminat isteminin (TMK.m.174/2) reddine karar vermek gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.