Noterlikçe re'sen düzenlenen senetler ilam mahiyetinde olup,'imzası noterlikçe onaylanan' belgelerin ise İİK.madde 33 anlamında ilam niteliğinde sayılamayacağı-
Boşanma hükmünün kesinlemesi ile buna bağlı fer'i nitelikteki iştirak nafakası, maddi- manevi tazminat ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin de takibe konulabilir hale geldiği-
Artırılması istenen nafaka 04/10/2007 tarihindeki koşullara göre verilmiş olup, bu davanın açıldığı 19.09.2012 tarihine kadar geçen süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik koşullarında değişme ve gelişme olduğundan nafakanın en azından TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekeceği-
Nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın gelirinin göz önünde bulundurulması gerektiği-
Lehine iştirak nafakası hükmedilmiş olan kişinin ergin olmasıyla nafaka borçlusunun, nafaka ödeme yükümlülüğünün sona ereceği, ergin çocuğun MK’nun 364. maddesi uyarınca “yardım nafakası” talepli ayrıca bir dava açıp lehine karar aldıktan sonra nafaka borçlusu hakkında takip yapabileceği–
Yetkisizlik kararı üzerine, yargılamaya başka bir mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği; yetkisizlik kararı üzerine mahkemece yargılama giderleri niteliğinde olan vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili yönünde hüküm tesis edilmesinin isabetli olmadığı -
Nafakanın takdir edildiği tarihten beş yıl geçmiş olması halinde, daha önce takdir edilen nafakanın uygun miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekeceği–
3. HD. 10.03.2016 T. E: 208, K: 3579-
Nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakasının TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan dengenin korunması gerekeceği-
Davacı-davalı (kadın)'ın Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi gereğince açtığı tedbir nafakası davasının kabulüne karar verildiğine göre, kadın ve çocuk için takdir edilen nafakanın "tedbir nafakası" olduğu nazara alınmadan davacı-davalı (kadın) için takdir edilen nafakanın yoksulluk, müşterek çocuk için takdir edilen nafakanın da iştirak nafakası olarak adlandırılmasının doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.