Erkeğin tanık olarak bildirdiği tarafların ortak çocuklarının beyanları, evliliğin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, yer ve zaman unsuru içermeyen, sebep ve saiki açıklanmayan soyut izahlardan ibaret olup ispatlanamayan "eşine hakaret etme" vakıasının kadına kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığı- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği-
2. HD. 28.05.2018 T. E: 2016/19023, K: 6819-
Davacı- davalı kocanın eşine birden fazla fiziksel şiddet uyguladığı, küfür ve hakaret ettiği, davalı-davacı kadının ise ortak konutun kilidini değiştirerek eşini eve almadığı, eşine hakaret ettiği, bu olaylarda davacı-davalı kocanın ağır kusurlu olduğu-
Mahkemece bozma sonrası verilen kararda yapılan yargılama giderlerinin ayrıntılı dökümünün yapılmamasının ve bozma öncesi yapılan yargılama giderlerinin temyizin kapsamı dışında bırakılarak kesinleştiği nazara alınmaksızın yeniden kadına yükletilmesinin doğru olmadığı-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına göre, mah-kemece MK. 4’deki hakkaniyet ilkesi de gözönünde bulundurularak uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği–
Erkeğin ablasının kolunu ısıracak derecede sinirli ve agresif davranışları olan, erkeğin işyerine giderek agresif tavırlar sergileyen, eşine toplum içinde “Allah belanı versin, yavşak, pezevenk, s...tir git, hayvan, adam değilsin” diyerek ağır hakaretlerde bulunan, küfür eden ve kıskanç tavırları olan kadın ile agresif davranışları olan, teslim edilen araca zarar veren, eşini darp eden, zaman zaman gece eve gelmeyerek fiili ayrılık döneminde ev sahibine kadın ve çocuğun oturduğu evin boşaltılacağına dair ihtar çeken erkeğin eşit kusurlu olduğu- Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, nafakanın ilk hüküm tarihinden bu yana her yıl düzenli olarak artırılmış olması, davacı annenin çalışıyor olması, annenin de çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; takdir edilen artırım oranın fazla olduğu-
Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanunu'nun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekeceği- Boşanma kararıyla birlikte hüküm altına alınan boşanmanın fer'isi niteliğindeki manevi tazminatın, ancak boşanma hükmünün kesinleşmesiyle muaccel hale geleceği, muaccel hale gelmeden de tazminatlara faiz yürütülemeyeceği-
Nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumunun da gözetileceği ve nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılıkın diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.