3. HD. 11.09.2018 T. E: 3828, K: 8283-
Mal alım satımına dayalı ticari ilişkide, davacının avans ödemeleri yapmakta olup karşılığında mal gönderildiği taraf defterlerinin incelemesi sonucu anlaşıldığından, yapılan avans ödemesinin karşılığında malın gönderilmemiş olması halinde, "sebepsiz zenginleşme" hükümlerinin değil, BK.'nun sözleşmeye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği-
Alacak davası-
Mülkiyetin yitirildiği iddiası ile açılan ve devletin sorumluluğunu gerektiren tazminat davalarında, hazinenin herhangi bir haksız fiiline ya da sebepsiz zenginleşme nedenine dayanılmadığından, B.K. 125 maddesinde ifadesini bulan genel zaman aşımının dava süresinin hesaplanmasında esas alınması gerekeceği ve davanın 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olacağı-
Davacıya sigortalı aracın takıldığı havai hattın yüksekliğinin ilgili mevzuatta müsaade edilen seviyenin altında, trafiğin seyrini engeller vaziyette tesis edildiğinden ya da gereğinden fazla sehim yaparak araçların seyrine engel teşkil ettiği ve havai hattın uygun olarak tesis edilmemesinin olayın oluşu üzerinde tamamen etkili olduğundan davalı B. Elk.Dağt. A.Ş.'ın %100 kusurlu olduğu yönündeki Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporu benimsenerek, davanın kabulüne, 4.383 TL rücu tazminatının 21.05.2010 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasının doğru olup onandığı-
Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılan alacak davalarında kural olarak mal rejiminin sona erdiği anda (boşanma dava tarihinde) mevcut bulunan edinilmiş mallar tasfiye anındaki değerleri gözetilerek tasfiye yapılmakta olup, mal rejiminin sona erdiği sırada bulunmayan, evlilik sırasında edinilmiş olmakla birlikte boşanma davası açılmadan önce elden çıkartılan mal varlığı değerlerinin de istisnai olarak devredildikleri tarih dikkate alınarak tasfiyeye katılma imkanı olacağı; ancak mal rejimi sona erdiği (boşanma dava tarihinde) sırada mevcut bulunmayan mal veya değerler bakımından tasfiye yapılamayacağı-
Davalı ödeme savunmasında bulunmuş ve savunmasının kanıtı olarak ödeme belgeleri sunmuştur. Davacı “ödeme belgelerinin çekle ilgili olmadığını, daha önceki işler karşılığı düzenlendiğini” bildirmiştir. Bu durumda kural olarak “ödeme belgelerinin başka bir alacağa yönelik olduğunu” iddia eden davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekirse de, ödeme belgelerinin bir kısmı çekin keşide tarihinden önceki tarihleri taşımaktadır. Hal böyle olunca “önceki tarihli ödeme belgelerinin dava konusu çeke yönelik olduğu”nun kabulü doğru görülmez. “Bu belgelerin dava konusu çeke yönelik olduğu”nun ispat yükü ise davalı taraftadır. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden oluşturulan kararın bozulması gerekeceği-
Taraflar arasındaki tazminat ve munzam zarar alacağı davaları-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği- Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.