R.i taksim sınırlarının bilirkişi yardımı ile tesbit edilememesi halinde, mahkemece yapılacak işlem -
Müzayaka halinde bulunan bankanın bu halinden faydalanmak girişiminde bulunan davacı tutumu, M.K’nun 2 ve BK’nun 19 maddelerine de aykırılık teşkil ettiğinden “itirazın iptali” davasının reddi gerekeceği-
Uyuşmazlık; dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle dava konusu taşınmazların davalıya devrinde davacı ve müteveffa kardeşinin aldatma yoluyla iradelerinin sakatlandığı ve bu suretle aynı devre dair aşırı yararlanma iddialarının ispatlanıp ispatlanamadığı noktasında toplanmaktadır..
İ. sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmeler olduğu ve taraflarına TBK çerçevesinde nispi haklarını talep etme olanağını verdiği- Yazılı bir belge ibraz etmeyen davacıların dava dilekçesinde ve delil listesinde ''diğer yasal deliller vs.'' demek suretiyle yemin deliline de dayandığından, davacılara yemin teklif etme haklarının hatırlatılması ve bu haklarını kullanmaları halinde sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tacir olan borçlu bankanın, BK.'nun 21. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 28) öngörülen «hiffet» veya «tecrübesizlik» hallerine dayanamazsa da, «müzayaka» halinden istifade etmek suretiyle meydana gelen edimler arasında açık bir nisbetsizlik bulunan hallerinde «talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu» ileri sürerek akdi feshedebileceği–
Akit sırasında olmayıp, sonradan zuhur eden olayların aktin geçerliliğine etkisi olamayacağı- Davacının, temliki işlemin yan edimlerinde eksiklik olduğunu iddia ettiği, ancak davacının serbest iradesiyle yapmış olduğu temlikten sonra gerçekleşen, iradeyi bozan olayların aktin sıhhatini etkilemeyeceği gözetilerek, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazların satışlarının muvazaalı olduğuna dair davacı iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığı noktasında toplanan davada, taşınmazların sözleşmede gösterilen devir bedelleri ile keşif ile belirlenen değerleri arasındaki fark, taşınmazların satış sözleşmelerini şirket adına imzalayan şirket müdürü ile davalının akrabalık bağı ve taşınmazların devir bedellerinin şirket kasasına girmemiş olması anılan sözleşmelerin muvazaalı olduklarına dair iddiayı ispata yeterli olmadığı- Karşı oy yazısında şirket ile yöneticileri arasındaki ilişkinin vekâlet akdi olduğu, vekilin özen borcu altına bulunduğu, davacı iddiasının şirket müdürünün temsil yetkisinin kötüye kullanım hukuksal nedenine dayalı olduğu, müdürün sözleşmenin karşı tarafıyla el ve işbirliği içerisinde davacı şirketi zararlandırıcı işlem yapıldığı iddiası bakımından davacı şirketin üçüncü kişi konumunda olduğu, bu sebeple muvazaa iddiasının her türlü delille ispatlanabileceği hususuna dikkat çekildiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.