Mahkemece, haciz tarihleri ve sırası dikkate alındığında sıra cetvelinde ve müdürlük işleminde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Sıra cetvelinin gazetede ilanından sonra tebliğ avansı yatırmayan şikayetçi vekilince sıra cetveli ilanının yapılmasının, dava açılma süresinin başlangıç tarihini etkilemeyeceği-
Sıra cetveline itiraz davalarının kural olarak genel mahkemelerde görüleceği, sıraya ilişkin şikayetlerde İİK'nın 142/son maddesi uyarınca görevin icra mahkemelerine ait olduğu-
Mahkemece, şikâyetçiye sıra cetvelinin tebliğ edildiği ama şikâyetçi tarafından 7 günlük yasal süre geçirildikten sonra müracaatta bulunulduğundan, şikâyetin süre yönünden reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Aynı sıra cetveline karşı, aynı yer sayılan mahkemelerde açılmış başka şikayetler olup olmadığı araştırılıp, varsa HMK'nın 166/4. maddesi uyarınca birbiriyle bağlantılı olduğunun kabulü ile önce esas kaydı yapılan dosya üzerinde 166/1. maddesi uyarınca işbu dosyanın birleştirilmesi, önce yapılan şikayetin bu şikayet olduğunun tespiti halinde diğer dosyaların bu dosya ile birleşmesinin beklenmesi, mahkemelerince birleştirme kararı verilmemesi halinde şikayetlerin sonuçlarının beklenmesi, aynı yer sayılmayan mahkemelerde açılmış başka şikayetler olması halinde ise, yine o şikayetlerin de sonuçlarının beklenmesi gerektiği-
Şikâyetçi vekilinin, şikayet olunan vergi dairesi müdürlüğüne yönelik şikayetinin, mahkemece, önceki hükümde reddedildiği ve red kararı, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının reddedilmesi ile kesinleştiği halde, mahkemece son kurulan hükümde bu husus gözardı edilerek, şikayet olunan vergi dairesi müdürlüğü yönünden de sonuç doğuracak şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle şikayet olunan vergi dairesi müdürlüğü lehine bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekeceği-
İİK'nun 140/2. maddesi yollamasıyla, İİK'nun 206/c. maddesinin hacizde kıyasen uygulanmasından kaynaklanan rüçhan hakkı, haciz uygulamasından önceki 1 yıllık nafaka alacağını kapsadığı, bu miktardaki nafaka alacağının tespit edilerek rüçhanlı olarak 1. sırada ödenmesi gerekirken alacağın tamamının rüçhanlı alacak olarak nazara alınmasının doğru görülmediği-
Mahkemece, şikayet olunanın alacaklı olduğu icra takip dosyasında, borçluya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu ve borçlu tarafından bu konuda herhangi bir şikayet ileri sürülmediği, bu durumda düzenlenen sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Hacizde gözetilecek tarihin haczin tapu kaydına işlendiği tarih olduğu, bu hususun İcra ve İflas Kanunu'nun taşınmaz haczini düzenleyen 91. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun tapu sicilinde tasarruf yetkisinin hangi koşullarda sicile işleneceğini düzenleyen 1010. maddesinin gereği olduğu, bu durumda, mahkemece, şikayetçi alacaklının satış isteme süresinde avansını yatırarak satış isteminde bulunmuş olduğu ve haczinin ayakta olduğu hususu değerlendirilerek ve şikayet olunanların haciz tarihleri ve hacizlerinin sıhhatleri de araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikâyet olunan tarafından yapılan ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmüş ve bu kesin haciz şikâyet edenin haczinden önce olduğundan icra müdürlüğü tarafından düzenlenen sıra cetveli yasalara uygun olduğundan mahkemece, şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.