İİK’nun 235/3. maddesi uyarınca genel mahkemede görülen davada sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi mümkün olmayıp, sadece sıra cetvelinde davalıya ayrılan satış bedelinin dava masrafları da dahil edilmek üzere davacıya ödenmesine, kalan paranın ise davalıya ödenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Alacağın masaya kabulü sonucunda davanın konusu kalmadığı, müflis bankanın faturadan kaynaklanan borcunu ödemeyerek bu davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderlerinden ve maktu vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında yasaya aykırılık bulunmadığı- İflas kararı verilmesiyle birlikte Fon'un talebi üzerine icra hukuk mahkemesince atanan iflas idare memurları, müflis bankanın yasal temsilcisi konumunda olup dava açılmasında kusurlarının bulunup bulunmamasının eldeki dava bakımından bir önem arzetmediği- 5411 sayılı Kanun'un 140 ıncı maddesi uyarınca faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların her türlü harçtan muaf olduğu, davalı müflis bankanın harçtan muaf olduğu gözden kaçırılarak yargılama giderleri içerisinde maktu harçtan sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gibi davacıya iadesine karar verilen fazla harcın yeniden yargılama giderlerine dahil edilerek mükerrerliğe yol açacak şekilde davalıdan alınarak davacıya verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, her iki dosyanın öncelikle birleştirilmesi, sonrasında da sıra cetvelinin iptaline ilişkin şikayete ilişkin olarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, sıra cetveline itiraza ilişkin İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıyla, davacı alacağının daha fazla belirlendiği gerekçesine yer verilerek bu dosyada şikayetin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK.nun 142. maddesinde yer alan “alakadarlar” ifadesinin, kural olarak borçluyu değil, şikâyet eden alacaklıdan sıra itibarıyla önce olan alacaklıları ifade ettiği, sıra cetveline şikâyet hâlinde husumetin borçluya değil, şikâyet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan alacaklılara yöneltilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, kıymet takdiri istemenin İİK.’ nun 106 ve 111. maddelerindeki süreleri kesmeyeceği, şikâyetçinin iki yıllık süre geçtikten sonra satış istendiği, haciz düştükten sonra istenen satışa itiraz edilmediği gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Sıra cetveline konu edilen taşınmazın satışı davacı banka tarafından yaptırıldığına göre davacının İİK’nın 138.maddesi uyarınca satış bedeline ilişkin masraflarla ilgili olarak öncelikli tatmin edilme hakkının bulunduğu- Davacı tarafından dava konusu alacağın esasına ilişkin itirazlar da bulunması nedeniyle usulünce bilirkişi incelemesi yapılarak bu alacağın gerçek miktarının belirlendiken sonra 1. sıra ipotek alacaklısı olan davalıya ödeme yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Dosyada mevcut tebligat evrakından, davacı Güzelhisar Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne sıra cetveli kararının işyerinde daimi işçi olarak çalışan kişiye 19.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış ise de, Uyap'tan çıkartılan gönderi takibinde teslimin 20.10.2015 tarihinde yapıldığı bildirildiğinden, mahkemece, sıra cetveli kararının davacıya hangi tarihte tebliğ edildiği kesin olarak saptandıktan sonra, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK. 235/I'deki dava açma süresinin, en son ilan tarihinden itibaren hesaplanması gerekeceği (Eğer; İİK. 166/II'de öngörülen gazetelerde ilan yapılmamışsa, süre söz konusu olmadan, davanın her zaman açılabileceği)–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.