Muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olmasının, yani muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşımasının gerekeceği, takip işlemlerinin hızlandırılmasının, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulmasının, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar olmadığı-
İflas sıra cetvelinde “başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığını ya da sırasına yönelik itiraz”ın, o alacağın sırada terkin edilmesi talebini içermesi nedeniyle şikayet olarak icra mahkemesine değil İİK.’nun 235/II maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek, dava yolu ile genel mahkemede ileri sürülmesi gerekeceği-
Mahkemece, şikâyet olunanın takip dosyasındaki kesin haczin, şikâyetçinin takip dosyasındaki kesin hacizden önce olduğu, şikâyetçinin takip dayanağı olan genel kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarının İİK.’ nun 100/3. maddesinde sayılan belgelerden de olmadığı, bu sebeple ihale bedelinin her iki icra takip dosyası alacaklısı arasında garameten paylaştırılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Sıra cetveline şikayete ilişkin davada, şikayete konu, 18.06.2015 tarihli sıra cetvelinde 1. sırada yer alan ve şikayet olunanın alacaklısı olduğu takip dosyası kapsamında bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine ilk haczin konulduktan sonra hacizden 16 ay sonra yapılan satışa ilişkin ihalenin feshine dair verilen kararın kesinleşmesinden 11 ay sonra ikinci satış talebinin yapıldığı dikkate alındığında ihalenin feshi davasının satış isteme süresini durduran nedenlerden olmasına rağmen dosyada konulan ilk haciz tarihi ile yapılan ikinci satış talebi arasında, süreleri durduran dava süreci hariç tutulduğunda, 2 yıllık satış isteme süresi aşılmış olduğundan, ilk haczin düştüğü ve şikayetin kabul edilmesi gerektiği-
İcra Mahkemesince sıralamanın ihtiyati hacizlerin kesinleşme tarihlerine göre belirleneceği-
İcra müdürlüğü tarafından düzenlenen "yediemin parasının ödenip başkaca para kalmadığına" ilişkin karar "sıra cetveli" mahiyetinde olduğundan, davacının itirazı anılan kararda yapılan hesaplamaya ilişkin olup sıra cetveline şikayet mahiyetinde olduğu ve şikayet yolu ile icra hukuk mahkemesinde ileri sürülebileceği-
Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca yöneticinin mal varlığına haciz konulabilmesi için yönetici aleyhine 6183 sayılı Kanunun 54 vd maddelerine göre icra takibi başlatılmış olması gerekeceği-
Satış talebinin red gerekçesinin aracın elde olmaması olduğu, bu kararın red olarak tezahür etmiş bir tespit olduğu, icra müdürü tarafından verilen red kararı, hakkın özüne zarar verecek nitelikte yorumlanarak, şikâyetçi haczinin düşmesine neden olarak gösterilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.