İİK.’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş bulunan “ticareti terk suçu”nun ticaret şirketi temsilcileri tarafından işlenemeyeceği-
6552 sayılı Yasa ile değişik 5393 sayılı Kanunun 15/son maddesi 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, hacizler bu maddenin yürürlük tarihinden önce konulmuş olsa da belediye tarafından hacizlerin kaldırılması için borca yetecek kadar malları icra müdürlüğüne bildirmesi ve bu mallar üzerine haciz konulmasını talep etmesi durumunda önceki haciz konulan malların üzerindeki haczin kaldırılmasının istenemeyeceği-
Ödeme emrinde «mal beyanı» ile ilgili ihtarın yer almaması halinde «mal beyanında bulunmama suçu»nun oluşmayacağı–
Borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirdiği taşınmazın tapu kayıtları getirtilerek, taşınmazın kendisine ait olduğunun anlaşılması halinde, borcu karşılamaya yeterli olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre “İİK.’nun 332. maddesinde düzenlenmiş olan suçu işleme kastının bulunup bulunmadığı”nın takdir edilmesi gerekeceği-
Mal beyanı dilekçesinde açıkça “borca, faize, takibe” itiraz ettiğini bildirmiş olan borçlunun bu açıklamasını İİK. nun 62. maddesinde belirtilen “itiraz” niteliğinde olduğu-
12. HD. 02.05.2019 T. E: 2221, K: 7429-
6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesinin son fıkrası uyarınca, icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi isteneceği ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanacağı, on gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işleminin alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamayacağı-
Temyiz incelemesine konu olan ve İİK 99. maddesi uyarınca alacaklı tarafından açılan istihkak davalarında davanın, istihkak iddiasında bulunan 3. kişi ile dosyanın durumu dikkate alınarak borçluya karşı açılacağı, haciz tutanağı içeriğinden ve dava dilekçesi içeriğinden, davalı 3. kişi H.Ç. tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, buna rağmen alacaklı tarafça mahcuzun davalı tarafından muvaazalı şekilde 3. kişiye satıldığı iddia edilerek bu kişinin de dava dilekçesinde davalı olarak gösterildiği anlaşıldığından, mahkemece, dava dilekçesinde, davalı olarak gösterilen kişi hakkında taraf sıfatı (pasif husumet ehliyeti) yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava dosyası kapsamından, borçlu aleyhine yapılan takiplerin hepsinde, davalı borçlunun mal beyanı dilekçelerine göre, "hiçbir malı bulunmadığı" anlaşıldığı, 27.10.2004 ve 2.12.2004 tarihli hacizlerde çilingir temin edilemediğinden fiili haciz uygulaması yapılmamış ise de, 11.3.2005 tarihli haciz zaptında "haciz uygulaması yapılacak borçlu adresinin boşaltıldığı"nın belirlendiği, haciz zaptında da "borçlunun adresini terk ettiği ve harabe bir yer olduğu" yazılı olduğu nazara alındığında davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabul edilerek, davanın diğer şartları araştırılıp sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken yazılı gerekçelerle "bir kısımtaşınmazlar yönünden davanın reddine" karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu-
6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesine eklenen son fıkrasına göre, icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haciz edilebilecek malın gösterilmesinin isteneceği ve haciz işleminin sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanacağı, on gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işleminin alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamayacağı, bu prosedür yerine getirilmeden icra mahkemesince haczin kaldırılmasına karar verilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.