Sanığın, üzerinde çok sayıda "ipotek" bulunan taşınmazlarını mal beyanında bildirmemiş olmasının "gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu"nu oluşturmayacağı–
Konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilemeyeceği-
Borçlu-sanığın mal beyanında bildirmediği iddia edilen taşınır ve taşınmazların, mal beyanından önce alacaklı tarafından bilindiğinin saptanması halinde de, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından süresinde icra dairesine itiraz edilmemiş olsa bile, sadece tebliğ tarihinin düzeltilmesinde, takibin kesinleşmesinden önce uygulanan hacizlerin kaldırılması, mal beyanında bulunma süresinin belirlenmesi ve takibin kesinleşme tarihinin değişmesi gibi nedenlerle borçlunun hukuki yararı bulunduğu-
12. HD. 18.05.2021 T. E: 4058, K: 4911-
Temyiz aşamasında, hükmün onanmasından önce şikayetten vazgeçilmiş (borcun ödenmiş) olduğunun anlaşılması halinde, verilmiş olan "mahkumiyet kararı"nın bozulmasına (ya da "karar düzeltme isteminin kabulüne" veya "muhakemenin iadesi talebinin kabulüne" karar verilmesi) gerekeceği–
İİK.’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş bulunan “ticareti terk suçu”nun ticaret şirketi temsilcileri tarafından işlenemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.