12. HD. 02.05.2013 T. E: 8706, K: 16846-
Red edilen asıl alacak üzerinden talep doğrultusunda davalı lehine inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Bayilik sözleşmesinden doğan borca teminat verilmesi halinde genel mahkemelerde dava açılıp alacağın miktarı belirlenmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağından faiz alacağı yönünden itirazının kaldırılmasını isteyen alacaklının isteminin reddi gerekeceği-
Her ne kadar davalı cevap dilekçesinde ödeme belgesi ibraz etmemiş ise de ödeme belgesi borcu sona erdiren özelliği nedeniyle yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden, davalının temyiz dilekçesine ekli Nisan ve Mayıs aylarına ait ödeme dekontu davacıya sorulup, beyanı alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere kararın bozulması gerekeceği-
Genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin tebliğ usul ve esaslarını düzenleyen İİK.nun 61. maddesine göre, takip dayanağı belgenin somut olayda kredi sözleşmesinin ödeme emri ekinde şikayetçi borçluya tebliğinin yasal zorunluluk bulunmasına, her ne kadar Özel Daire yukarıda belirtilen bozma ilamında “ödeme emrinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin değerlendirilmediği” şeklinde bir saptamada bulunmuş ise de, yerel mahkemenin İİK.’nun 61.maddesine aykırı olarak, takip dayanağı belgelerin icra dairesi’nde inceleme olanağının bulunduğu şeklindeki gerekeçe ve değerlendirmenin isabetsiz bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekeceği-
İİK.nun 150/ı ve buna bağlı olarak uygulanacak olan 68/b maddesi bankalar lehine düzenlemeleri içermekte olup, kurumsal ve ciddi bir yapıya ve Devletin sıkı denetimine tabi olan bankalar ve kredi veren kuruluşlar yönünden yapılan bu düzenlemelerin, herhangi bir gerçek ya da tüzel kişi alacaklı için de uygulanacağının kabulü ağır sonuçlara yol açabileceğinden bu düzenlemelerin banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişiler yönünden uygulanma imkanının olmadığı-
Davalı tarafça, yapılan işler kapsamında avans ödemeleri yapıldığı iddia edilmiş ve taraflar arasındaki sözleşmelerle bu husus teyid edilmesine rağmen belirlenen ücretten avans ödemelerinin sonuç ödemeden mahsup edilmemesinin hatalı olduğu-
İcra mahkemesinden yetki itirazının kaldırılmasının istenmiş olması halinde mahkemece “borca itirazın kaldırılması” yönünde karar verilemeyeceği-
İtirazın iptali davası devam ederken takip konusu borcun ödenmesi sonucu ya da davanın açılmasından sonra takibe itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleşmesi sonucu davanın konusuz kalması (ve alacağın likit olması) koşuluyla mahkemenin yargılamayı sürdürerek davanın açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu belirledikten sonra haksızlığı belirlenen taraf aleyhine % 40 (şimdi; %20) tazminata (ve yargılama giderlerine) hükmetmesi gerekeceği–
Borçlunun ileri sürdüğü hususların genel haciz yolu ile takipte itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca bu itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılmasının gerekeceği, icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.