İcra İflas Kanununun 68/son maddesi hükmü gereğince itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde alacaklının diğer tarafın istemi üzerine tazminata mahkum edilmesi gerekeceği-
Mahkemece, isteme konu alacağın varlığı hususunda oluşan tereddütün aşılması bağlamında istem sahibinden hangi sözleşmeye dayalı ne miktar alacağı olduğu açıklattırılarak, istemine dayanak belgelerin ve kayıtların ibrazının sağlanması, ibrazdan sonra istemin İİK'nın 257. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İİK.nun 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamayacağı gibi, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklının aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacağı-
İtirazın iptali ilamının, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilam olduğu, itirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için itirazın iptali kararının kesinleşmesinin gerekmediği- İtirazın iptali kararını temyiz eden borçlunun, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebileceği- Yerel mahkemece reddedilen itirazın iptali davasının Yargıtayca bozulması üzerince, yeniden yapılan yargılamada mahkemece davanın kabulüne karar verildiğinden, alacaklının bu karar ile icra müdürlüğüne başvurarak takibin yenilenmesini ve borçluya güncel borç muhtırası çıkartılmasını talep edebileceği-
Kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu temin için verilen senetlerin borçlular hakkında, rehin kapsamı dışında kalan alacağın tahsili için, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, genel haciz yoluyla takip yapılabileceği-
Uyuşmazlık; iflâs yolu ile takipte itirazın kaldırılması ve iflâs davasında İİK’nın 164 üncü maddesi uyarınca istinaf süresi kararın tebliğinden itibaren on gün olduğu hâlde, İlk Derece mahkemesince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yoluna başvurulabileceğinin belirtilmesi karşısında, davacı vekili tarafından kanunda öngörülen on günlük istinaf süresinden sonra ancak İlk Derece Mahkemesince gösterilen kanun yolu süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin süresinde kabul edilmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf dilekçesinin süresinden sonra verildiği gerekçesiyle reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
Mahkeme tarafından, ödenen miktarın dava tarihinden önce olması nedeniyle kira alacağına mahsuben değerlendirilmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesinde kararlaştırılan gecikme zammı ile gecikme faizinin taraflar için bağlayıcı olduğu– (Not: 6098 sayılı yeni TBK.'nun 346. maddesinde 'kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine ilişkin anlaşmaların geçersiz olacağı' belirtilmiş olduğundan, bu içtihatlar artık geçerliliğini yitirmişse de; 6353 s. ve 04.07.2012 tarihli K. mad. 53. maddesi ile değiştirilen geçici madde 2'de "kiracının TTK.'da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu iş yeri kiralarında, 11.01.2011 tarihli ve 6098 s. TBK.'nun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354'üncü maddeleri 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanmayacağı", kabul edilmiş olduğundan, maddenin kapsamına giren kiralık yerlerde eskiden olduğu gibi kira sözleşmelerine konulan "ceza koşulları" geçerliliğini sürdürecektir.)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.