Alacaklının, takip konusu yaptığı «alacak aslı»na -icra memurunca hesaplanması gereken- «vekalet ücreti»ni de ayrıca hesaplayıp «asıl alacak» ile birlikte, borçludan isteyemeyeceği—
Alacaklı-kiralayan tarafından mahkemeye verilen dilekçede “itirazın kaldırılmasına ve kiralanın tahliyesine” karar verilmesi istenmiş olduğu halde mahkemece sadece “itirazın kaldırılması” na karar verilmekle yetinilip “kiralananın tahliyesi” konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetli olmayacağı-
Asıl borçlular hakkında geçerli bir takip olmadan üçüncü şahsa gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin geçersiz olup, buna bağlı olarak gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmayacağı-
Davaya konu kira sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzası bulunan davalı kefilin kira borcundan sorumlu tutulabilmesi için, sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğini belirten bir ifadenin kendi el yazısı ile sözleşmede yer alması gerektiğinden bu şartları taşımayan kefalet sözleşmesi nedeniyle davalı kefilin borcundan sorumlu tutulamayacağı-
Kira parasının nerede ödeneceği konusunda sözleşmede özel bir koşul öngörülmüşse bununda gözönünde tutulması ayrıca teamül halinde gelmiş bir ödeme şekli varsa buna uygun olarak yapılan ödemenin de geçerli olacağı; kira bedelinin “havale parası” adı altında 52,00 TL kesilerek eksik ödeme yapılması halinde temerrüt olgusunun gerçekleşmiş olacağı-
Takibe dayanak kira sözleşmesinde kiraya verenin N.A. ve iştirakçileri olduğu halde, N.A.'nın tek başına takibi başlatıp davayı da açtığı, bu durumda, kira sözleşmesinin N.A. ve iştirakçileri adına imzalandığı gözetilip takip ve dava ehliyeti üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafça borçlunun itirazının kaldırılmasına dayanak yapılan yazılı belge incelendiğinde; taraflar arasında temlik sözleşmesi bulunduğunun ve bu sözleşmenin borçlu tarafından E-imza ile imzalandığının anlaşıldığı, bu haliyle söz konusu belgenin İİK.nun 68/1.maddesi kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olduğunun sabit olduğu-
Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadan «itirazın iptali davası» açılamayacağı–
Vasi tayini kararına göre davacılara yaş küçüklüğü nedeniyle vasi atandığı ve davacılar takip tarihi itibari ile reşit olup vesayet kararı sona erdiği gözetildiğinde, davacılar tarafından takip yapılmasında bir usulsüzlük olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.