Borçlunun, aidat alacağına dayalı olarak adi kiraya ve hasılat kiralarına ait yolla takip yapılamayacağına yönelik iddiasının şikayet niteliğinde olduğu- Maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmasının, taraflar yönünden usuli kazanılmış hak doğurmayacağı-
Davacının açıkça itiraz etmediği bilirkişi raporundaki hatalı hesaplanan bir alacak kalemi üzerinde mahkemenin durmadan depo kararı verilmesinin usulsüzlük olarak kabul edilemeyeceği—
İşveren tarafından -süresinde- itiraz edilmemiş prim tahakkuk ve takip belgelerinin, 68/I’de öngörülen belgeler niteliğinde sayılacağı–
«... senesinden beri kimse alacağın tahsili için beklemez» şeklindeki itirazın, «zamanaşımı itirazı» olarak kabul edilemeyeceği—
Çeklerde “keşide yeri”nin bulunmasının ‘zorunlu unsur’ olduğu; keşide yeri yazılı olmayan çekin “adi havale” hükmünde olacağı (ve bu belgeye dayanılarak, ”itirazın kaldırılması”nın istenemeyeceği) – Bonoda “tanzim yeri”nin yazılı olmaması ve keşidecinin ad ve soyadı yanında yazılı bir yer ismi de bulunmaması halinde, bono sayılmayan bu senedin on yıllık zamanaşımı süresine bağlı olacağı-
İİK.nın 269/2 maddesi hükmüne göre borçlunun, itirazında kira akdini açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılacağı-
İtirazın kaldırılması ve tahliye isteminde, ödenen kira bedelinin hangi aya ait olduğunun tespitinin gerekeceği-
Yönetim planının 5711 s. K. gereğince toplu yapı uygulamasına geçilmediği, bu nedenle birden fazla parsel üzerine kurulmuş ve 5711 s. K. gereğince toplu yapı uygulamasına geçilmeyen site yönünden Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanmasının mümkün olmadığı, site genel kurulunca alınan kararların İİK mad. 68/1'de belirtilen belgelerden olmadığı, dar yetkili icra mahkemelerinde İİK. mad. 68'de belirtilen belgelere dayanmayan alacaklar için başlatılan icra takibinde itirazın kaldırılması yönündeki talebin incelenmesinin mümkün olmadığı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği-
İflas takibinin devamı niteliğinde olduğu için, iflas davalarının, konkordato mühleti içinde duracağı-
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 10.04.1992 tarih, 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının bozma nedeni olacağı içtihat edilmiş bulunmasına göre, mahkemece yapılacak işin; bozmadan sonra kısa karar ile bağlı olmaksızın çelişkiyi gidermek kaydıyla vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermekten ibaret olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.