1331, 1771 ve 2510 sayılı yasalar hükümlerine göre Devletçe, kesinleşen taşınmaz mal verilmesinde bir ortak payın ( şayi hissenin ) verilmesi işlemi henüz tapu siciline yazılmamış olsa dahi, kendine taşınmaz mal verilen kişinin satılan diğer bir pay için alıcı aleyhinde önalım davası açabileceği-
Davacı mirasçıların "bedelsizlik" ve "muvazaa" iddiasıyla açtığı bonodan dolayı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin davada, HMK. 201 uyarınca, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def'i olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemleri, ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile, ancak senetle ispat edilebileceği- Senede karşı "senetle ispat" kuralının senedin tarafları için geçerli olduğu- Mirasçıların "külli halef" sıfatıyla senede karşı dava açmaları hâlinde, iddialarını ancak "yazılı delille" ispat edebileceği- Mirasçıların küllî halef sıfatıyla değil de, (eldeki davada olduğu) sadece kendi miras haklarına dayanarak dava açmaları durumunda ise, senede karşı olan iddialarını senet (kesin delil) ile ispat etmek zorunda olmadığı, muvazaa iddialarını HMK. 203/d gereğince tanıkla ispat edebileceği- "Eldeki davada muvazaa iddiasının hukukî temelinin bulunmadığı ve davanın bedelsizlik iddiasına dayalı olduğu, davacı mirasçıların kendi haklarına dayanarak böyle bir davayı açamayacakları, dolayısıyla tanık dinlenilerek hüküm kurulmasının mümkün olmadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Takip dayanağı ilamda «davalıların ilamda belirtilen işi yapmamaları halinde davacı tarafından işin yapılarak bedeli olan ...liranın davalılardan alınmasına» karar verilmiş olduğuna göre davalıların ilamda öngörülen miktardan fazla ödemeye zorlanamayacağı–
Kamulaştırma Kanunu'nun 20.maddesi uyarınca, taşınmaz malın boşaltılmasının istenebilmesi için kamulaştırmayı yapan idarenin, bu kanun uyarınca kamulaştırılan yeri öncelikle adına tescil ettirmesi gerekliliği kamulaştırma ilamlarına ilişkin olup, bu konuda yasal bir düzenleme bulunmamakta ise de; anılan kanunun 27. maddesine dayalı acele el koyma kararlarının mahiyeti ve amacı gereği, 20. maddedeki tescil şartının aranmayacağı; mahkeme kararının, tescile gerek kalmadan uygulanmasının gerekeceği-
İcra müdürünün belirlediği taşınırın değerinin taraflarca şikayet konusu edilmesi halinde, icra mahkemesine denetleme yetkisi tanıdığının, bu denetlemenin de icra hakimi tarafından uzman bilirkişiden yardım alınmak suretiyle gerçekleştirileceğinin kabulü gerekeceği- Mahkemece aracın değerinin belirlenmesi için alınan bilirkişi raporu aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgeler temin edilmeden düzenlendiğinden, dava konusu ayıplı aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgeler taraflardan temin edilerek aracın değerinin bu verilere göre bilirkişi aracılığı ile belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Haksız hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası-
İcra müdürünün belirlediği taşınır değerinin şikayet konusu edilmesi halinde, icra mahkemesinin uzman bilirkişiden yardım alınmak suretiyle bu hususu denetleme yetkisine sahip olduğu- Mahkemece dava konusu ayıplı aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgeler taraflardan temin edilerek aracın değerinin bu verilere göre bilirkişi aracılığı ile belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporu alınmadan eksik inceleme ile sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibe dayanak ilamda “... 2010 model aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine” karar verildiği görülmekle, dava konusu ayıplı aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgelerin temin edilerek bu araçtaki özellikler ile haczin yapıldığı tarihteki aynı marka ve model (sıfır kilometre) aracın yine teknik donanımını gösteren bilgi ve belgelerin getirtilerek fiyata etkili teknik donanımlarının karşılaştırılması, bu suretle ayıplı araçta bulunmayan özelliklerin değerleri tespit edilip, bu karşılığın haciz tarihindeki sıfır kilometre aracın değerinden mahsubu suretiyle ayıpsız araç yerine talep edilebilecek miktarın bulunması gerektiği-
Mahkemece, borçlu şirketin ihale yoluyla satışı yapılan taşınmazı ne zaman iktisap ettiğinin belirlenmesi, anılan taşınmazın en az iki yıl süreyle şirketin aktifinde olup olmadığının saptanması, borçlunun söz konusu taşınmazı, ticaretini yapmak amacıyla aktifinde bulundurup bulundurmadığının tespit edilmesi ve bu suretle 3065 sayılı Kanun'un 17/4-r maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinin dayanağı ilamda “... dava konusu 2000 model Peugeot 607 marka otomobilin aynı model ve aynı marka ayıpsız yenisi ile davalılar tarafından değiştirilerek davacıya verilmesine, dava konusu otomobilin davacı tarafından davalı satıcıya iadesine..” şekilinde hüküm kurulduğu; bu hükümden sonra iadesine karar verilen aracın kaza sonucu pert olduğu bu nedenle iadenin imkansız hale geldiği; bu durumda dayanak ilamın ilamlı icra yoluyla infazı olanaksız hale geldiği; mahkemece şikayetin talep gibi icra emrinin iptaline karar vermek suretiyle sonuçlandırılması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.