Her ne kadar mahkemece imzaların aidiyetinin belirlenememesi sebebiyle kesin kanaat bildirilemeyen, senetteki imzanın borçluya ait olup olmadığı hususunda farklı tespitler içeren raporların borçlu lehine yorumlanması gerektiğinden bahisle imzaya itirazın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de, dosyada mevcut ......... tarihli bilirkişi raporunda imzanın borçlunun eli ürünü olduğu yönünde kesin kanaat bildirildiği, bahsi geçen raporun uzman bilirkişiler tarafından gerekli teknik cihazlar kullanılmak suretiyle, keşide tarihine en yakın mukayeseye esas belgeler üzerinden inceleme yapılarak düzenlendiği, dolayısıyla kesin kanaat içeren bu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, bundan sonra ........... tarihli Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporun fuzuli olduğu ve kesin kanaat de içermediği görüldüğünden, İlk Derece Mahkemesince; imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasının "hukuki yarar" yokluğu nedeniyle reddi-
İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca dava alacaklı lehine sonuçlandığından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve davalı alacaklının alacağını geç almış bulunmasından doğan zararının tazminine karar verilmesinin gerekeceği, bu yönler gözden kaçırılarak tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesinin ve davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilmemesinin doğru görülmeyeceği-
Hamiline düzenlenmiş çekte, ”ilk ciranta” konumundaki alacaklının, keşideci imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu, çekteki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan çeki almış olan alacaklının, imzasına itirazı mahkemece kabul edilmiş olan borçluya karşı yaptığı takipte “ağır kusurlu” kabul edileceği ve bu nedenle mahkemece aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacı tarafından çalındığı iddia edilen çeke ilişkin olarak mahkemece, çekin keşide tarihinde davacı vakfı temsile yetkili kişiler belirlenip çek üzerindeki imzaların bu yetkililere ait olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği-
«Kısa karar»la, «gerekçeli karar» arasında çelişki bulunması halinde -10.4.1992 T. ve 7/4 sayılı İçt. Bir. K. gereğince- çelişkinin giderilmesi için, eski kararla bağlı olmaksızın yeniden karar verilmesi için, icra mahkemesi kararının bozulması gerekeceği–
İcra mahkemesinde yaptırılacak imza incelemelerinde HUMK. 309/I (şimdi; HMK. 211) hükmünün uygulanmayacağı (İİK. 170/b, 68/a-IV)—
Borçlu akdin yenilendiğine veya uzatıldığına ilişkin İ.İ.K.nun 275.maddesinde açıklandığı gibi yazılı bir belge de ibraz edemediğinden alacaklının talebinin kabulünün gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.