Adli Tıp Kurumu'ndan alınan raporda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediğinden, borçlu vekili ise yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiğinden, mahkemece, uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin kanaat içermeyen ve dolayısıyla uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte bulunmayan rapor hükme esas alınıp, yorumlanarak imzaya itirazın reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu, bu durumda mahkemece, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Borçlu birden fazla yetkili icra dairesi bildirdiğinden yetki itirazının yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan HMK nun 19/2. maddesi uyarınca geçerli bir itirazdan söz edilemeyeceği-
Mahkemece iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan çelişkiyi giderici mahiyette ve kesin kanaat içerir mütalaa alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, raporlardan birine üstünlük tanınmak suretiyle eksik inceleme ile yazılı şekilde itirazın kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK.170/IV uyarınca “imza itirazının kabulüne” karar verilen durumlarda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda “senetteki imzanın borçlunun elinin ürünü olup olmadığının kesin biçimde saptanamamış olması halinde” icra mahkemesince –kötü niyeti veya ağır kusuru saptanamayan- alacaklı aleyhine ayrıca tazminata ve para cezasına hükmedilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.