Tapuda eklenti (teferruat) olarak kaydedilmiş olsa bile bu taşınırın eklenti (teferruat) niteliğinde bulunmadığının iddia ve isbat edilebileceği-
Kural olarak, aralarında ekonomik bütünlük bulunmayan taşınmazların birlikte satılamayacağı-
Hat, plaka için verildiğinden, hattın haczi ile plakanın da haczedilmiş olacağı ve plaka satıldığında hattın da satışının gerçekleşmiş olacağı- Birlikte satılmasını zorunlu kılan ekonomik bütünlük olduğundan hat ve plakanın ayrı ayrı kıymet taktirleri yapılarak birbirlerinden bağımsız olarak satılmalarının düşünülemeyeceği-
Kadastral yolun varlığı halinde duruma göre bunun elverişli hale getirilmesi gerekeceği-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen değerin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği-
Ekonomik bütünlük arz eden taşınmazların tek ihalede ve aynı saatte satılmaları gerekeceği—
Ayrı ekonomik değeri olan ve aralarında kullanım birliği bulunmayan (ayrı ayrı kullanılabilen) -televizyon, çamaşır makinası, buzdolabı, müzik seti vb. gibi- taşınır malların ayrı ayrı satılmaları gerekeceği—
Adı anılan anonim şirket, takip borçlusu şirketi TTK'nın 451. maddesi hükmü çerçevesinde devraldıklarından ve ticaret sicili gazetesinde de tescil ve ilan edildiğinden, ölü kişi hakkındaki takibin iptali ile kendileri adına herhangi bir takip olmaksızın yapılan icra işlemlerinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını icra mahkemesinden talep etmiş olup, icra mahkemesince, TTK'nın 451. maddesi hükmü nazara alınarak takibin iptaline karar vermek gerekirken somut olayda uygulanma yeri bulunmayan TTK'nın 152. maddesi gerekçe yapılarak istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Önalım hakkın varlığının dava tarihine göre belirlenmesi gerektiği, sonrasında hükmün yürürlükten kalkmış olmasının önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil kararı verilmesine engel olmadığı- Önalım hakkına konu edilen taşınmazın satıldığı tarihte, davacının taşınmazda tam malik değil, sadece paydaş olduğu, önalım hakkının, tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği gözetildiğinde, tam malik olmayan davacının önalım hakkını kullanmasının mümkün olmadığı- Davacının sınırdaş arazinin satışından sonra paydaşı olduğu taşınmazda kalan payı temellük ederek tam malik olmasının satış tarihinde tek başına kullanabileceği bir önalım hakkı bulunmadığından sonucu değiştirmeyeceği- Önalım hakkının doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği tarihten sonra önalım hakkının edinilmesinden söz edilemeyeceği-
Satışa konu taşınmazların, birlikte satılmalarını zorunlu kılacak şekilde aralarında ekonomik bütünlük bulunmaması halinde bunların ayrı ayrı şartname hazırlanarak, birlikte değil, ayrı ayrı satılmaları gerekeceği—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.