Ayrı ekonomik değeri olan ve aralarında kullanım birliği bulunmayan (ayrı ayrı kullanılabilen) -televizyon, çamaşır makinası, buzdolabı, müzik seti vb. gibi- taşınır malların ayrı ayrı satılmaları gerekeceği—
Adı anılan anonim şirket, takip borçlusu şirketi TTK'nın 451. maddesi hükmü çerçevesinde devraldıklarından ve ticaret sicili gazetesinde de tescil ve ilan edildiğinden, ölü kişi hakkındaki takibin iptali ile kendileri adına herhangi bir takip olmaksızın yapılan icra işlemlerinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını icra mahkemesinden talep etmiş olup, icra mahkemesince, TTK'nın 451. maddesi hükmü nazara alınarak takibin iptaline karar vermek gerekirken somut olayda uygulanma yeri bulunmayan TTK'nın 152. maddesi gerekçe yapılarak istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Önalım hakkın varlığının dava tarihine göre belirlenmesi gerektiği, sonrasında hükmün yürürlükten kalkmış olmasının önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil kararı verilmesine engel olmadığı- Önalım hakkına konu edilen taşınmazın satıldığı tarihte, davacının taşınmazda tam malik değil, sadece paydaş olduğu, önalım hakkının, tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği gözetildiğinde, tam malik olmayan davacının önalım hakkını kullanmasının mümkün olmadığı- Davacının sınırdaş arazinin satışından sonra paydaşı olduğu taşınmazda kalan payı temellük ederek tam malik olmasının satış tarihinde tek başına kullanabileceği bir önalım hakkı bulunmadığından sonucu değiştirmeyeceği- Önalım hakkının doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği tarihten sonra önalım hakkının edinilmesinden söz edilemeyeceği-
Satışa konu taşınmazların, birlikte satılmalarını zorunlu kılacak şekilde aralarında ekonomik bütünlük bulunmaması halinde bunların ayrı ayrı şartname hazırlanarak, birlikte değil, ayrı ayrı satılmaları gerekeceği—
Öğrenme açısından aslolan şikayetçiye bir tebligat yapılması olup, tebligat bulunmaması halinde öğrenme tarihinin ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği- Şikayetçi, taşınmazların ayrı ayrı satılacağını ihaleden önce öğrendiği halde bu tarihten itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine başvurarak şikayet konusu yapmadığından, aynı nedene dayanarak ihalenin feshini talep edemeyeceği-
İhaleye konu her iki parselin birlikte satışı için bunların ekonomik bütünlük oluşturup oluşturmadığının bilirkişi incelemesi yaptırılarak araştırılması gerekeceği—
Şikayetçi şirketin, taşınmazın eski maliki olup ihale tarihinde taşınmazını ipotekle birlikte .. sattığından tapu sicilindeki ilgili sıfatına haiz olmadığı, İİK.nun 134/2. maddesinde ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmış olup, şikayetçinin, ihaleye pey süren kişi de olmadığı, bu durumda şikayetçi şirketin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından işin esasına girilmeden mahkemece şikayetin bu nedenle reddi gerekeceği-
Geçit hakkının kesintisiz olarak genel yola çıkışı sağlaması gerektiği, sınır parsel taşınmaz maliki davada yer almadan ve geçit hakkı bu parselden başlamadan, bu parsel atlanarak, diğer parselden geçit hakkı kurulmayacağı gibi, geçit hakkı davalarında leh ve aleyhlerinde hüküm tesis edilecek taşınmaz mal maliklerinin tümünün davada yer alması gerekeceği-
Üçüncü kişi vekili "tarafından satış günü ihaleye bir kaç dakika kala tedbir kararı ile birlikte daha önce satış dosyasına sunulmamış olan bu tedbir kararının tapu kaydına işlendiğine dair resmî yazı örneğinin satış mahallinde satış memuruna ibraz edilerek satışın durdurulması" talep edilmesi üzerine, satış memurunun "bu kararın önceki kararla aynı nitelikte olduğundan satışa engel olmayacağını" sözlü olarak açıklayıp satış işlemine başlamasından sonra ve teminat yatırarak pey sürmek üzere satış mahallinde bulunan bir şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbir kararı ve bu kararın tapuya şerhine ilişkin tapu müdürlüğünün işleminden ihale saatinde haberdar olunca bu nedenle ihaleye pey sürmediği uyuşmazlıkta, ihaleye konu taşınmazın tapu kaydına konulan ihtiyatî tedbir kararı satışı engelleyecek nitelikte değilse de, ihale için salonda bulunan ve pey sürmekten vazgeçen şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbirin cebri ihaleyi engelleyici nitelikte olup olmadığına ilişkin bir bilgiye sahip olmadığı- İhale öncesinde yaşanan bu süreç talep ve talibi azaltıcı nitelikte olup, bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığının kabulü gerektiği- "Anılan yetkilisinin ihaleden önce dosyadan haberdar olduğu, ihalenin yapılmasına engel oluşturmadığı anlaşılan tedbir kararının varlığını da bildiği, ihale öncesinde oraya gelen bir kişinin ilgisiz, dosya kapsamına uymayan, ihalenin sürdürülmesine engel oluşturmayan beyanlarının talebi ve talibi azaltıcı etkisi olduğundan söz edilebilmesi için bunu ortaya koyan somut vakıaların ortaya konulması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Mal varlığının terki suretiyle konkordatoya niteliğine aykırı düşmedikçe adi konkordatonun hükümlerinin uygulanacağı- Kesin mühlet içerisinde karar verilemeyeceğinin anlaşılması hâlinde mahkemenin her hâlde İİK'nın 304/2. maddesi uyarınca mühlet hükümlerinin uzatılmasına dair karar vermesi gerektiği, aksi hâlde mühlet hükümlerinin kendiliğinden ortadan kalkacağı, İİK'nın 304/2. maddesi uyarınca mühletin uzatılmasına karar verilmemesi durumunda, mühlet hükümlerinin zımnen uzadığının kabul edilemeyeceği, mühletin dolması ile birlikte borçlunun, komiserin ve mahkemenin denetiminden çıkacağı, bu süreçte malvarlığında eksilme olup olmadığından, muvazaalı işlem yapıp yapmadığından kimsenin emin olamayacağı, komiserler tarafından sunulan nihai rapora ekli projenin uygulanabilir olup olmadığının tespitinin yapılamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.