Dosya incelemesinden; dava dilekçesi ve gerekçeli kararın usulüne uygun olarak mirasçıya tebliğ edildiği ve adı geçenin davadan usulüne uygun şekilde haber verildiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanamadığından mahkemece, temyiz eden mirasçı A.Ç.' nin adresine usulüne uygun olarak tebligat yapılarak, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği-
«İtirazın kaldırılması» isteminin icra mahkemesinde duruşma açılarak incelenebileceği (evrak üzerinde karar verilemeyeceği)–
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) bu konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Paylı mülkiyet rejimine tabi bir taşınmazda, ortaklar taşınmazın bütününde malik olduğundan arzın mütemmim cüzü olan yapıda paydaşların taşınmazdaki payları oranında mülkiyet haklarının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu-Türk Medeni Kanununun 688. maddesi “Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir” hükmünü içerdiği-
Feshin geçersizliği ve işe iade davasında, asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu takdirde, her iki işverene birlikte dava açılmasında işçi açısından yarar olduğu- Muvazaa olmadığı sürece, alt işveren işçisi ile ilgili davada istemin ve verilecek kararın, feshin geçersizliği ve işe iade yönünden alt işveren; ancak feshin geçersizliğine bağlanan işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinden her iki işverenin birlikte sorumluluğu kapsamında olması gerektiği- Asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde ise, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, davanın tarafının asıl işveren olması gerektiği- Alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından, taraf sıfatının da olmayacağı- Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünün alt işverende olduğu- Asıl işverenin iş ilişkisinde, sözleşmede taraf sıfat bulunmadığından, işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemeyeceği- Asıl işverenin işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden alt işverenle birlikte sorumluluğunun bulunduğu- Zorunlu dava arkadaşlığı dışında, bir kişinin dahili dava yolu ile davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulmasının mümkün olmadığı-
Vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu (7201 s. Teb. K. mad. 11, Avukatlık K. mad. 41 ve HMK. mad. 73, 81, 82, 83)- İİK'nun 169/a-1.maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük süre geçtikten sonra yapılan imza itirazının «süre yönünden reddi» gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.