Sözleşme konusu parselde davacılar dışında paydaşlar olup, bu paydaşlardan bir kısmının tapuda davalı şirkete hisse devri yaptıkları, bir kısmının ise, davalı yüklenici şirkete verdikleri noter vekaletnameleriyle; kat irtifakı tesisi, yapı ruhsatı alınması ve inşaat yapımı gibi hususlarda yetki verdikleri ve yapı ruhsatının alındığı görüldüğünden ve davacılar dışında diğer paydaşların da taşınmazda inşaat yapma iradelerinin bulunduğu nazara alındığında, dava konusu sözleşmelere katılma veya rıza vermeleri sözkonusu olacağından, sözleşmelerin geçersiz olduğundan bahsedilemeyeceği, ancak fesih talep edilebileceleri ve bu durumda, mahkemece, TMK. mad. 692 uyarınca tüm paydaşların hukukunu ilgilendirdiğinden, eldeki davada, taraf olmaları zorunlu olduğundan, davada yer almayan diğer paydaşların davaya muvafakatlarının sağlanması, muvafakat vermedikleri takdirde, onlar hakkında da dava açılması için davacı tarafa süre verilmesi ve açılan davanın eldeki dava ile birleştirilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerektiği-
İki ortaklı taşınmazda ortaklardan birinin diğeri ile yaptığı kira sözleşmesinin geçerli olduğu-
Uyuşmazlığın, soybağının reddi istemine ilişkin dava hakkında ilk itirazlar değerlendirilip, taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı, savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nin 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe karar verilmesi mümkün bulunmadığından; mahkemece, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden davanın reddinin doğru olmadığı-
6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği- Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesinin HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırılık oluşturduğu- Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise, tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin de muvafakat etmesi gerekeceği-
Dosya üzerinde verilen karardan, ipotek alacaklısı mirasçılarının gerekçeli kararın tebliği ile haberdar olmaları üzerine, vekillerince sunulan temyiz dilekçesinde, şikayet konusu ipoteğin, taraflar arasında yapılan inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmedeki yükümlülükler yerine getirilmeden İİK'nun 153. maddesinin uygulanamayacağı ileri sürüldüğünden, uyuşmazlığın mahiyeti ve ipotek alacaklısı mirasçılarının iddiaları dikkate alınarak, öncelikle duruşma açılıp taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların beyanları alındıktan ve varsa gösterecekleri deliller incelendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece şikayetin mahiyeti dikkate alınarak, duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra, taraflara diyeceklerinin ve varsa delillerinin sorulup, satış talebi hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Türk Medeni Kanunu'nun 644/2 ile HUMK.nun 388/ son maddesi gereğince hüküm fıkrasında paydaşların paylarının ayrı ayrı gösterilmesi gerekeceği-
Nüfusta yazılı baba (ana) adının düzeltilmesi davasında husumetin yaşıyorsa babaya (anaya) ölmüşse mirasçılarına yöneltilmesi gerekeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.