Dava, belediyenin yol çalışmaları esnasında davacıya ait kablolara verdiği zararın ödetilmesi istemine ilişkin olduğundan; davanın, hizmet kusuruna dayalı tam yargı davası niteliğinde olduğu ve böyle bir uyuşmazlığın ise idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği-
6831 sayılı Yasanın 2. maddesi uygulanırken, nitelik yitiren kesimlerin belirlenip, dışarı çıkarılması yolunda alınan kararlar, tutanak ve haritalar ile birlikte askıya çıkarılacağı, nitelik yitirmeyen ve dışarı çıkarılmasına gerek görülmeyen yerler için, bu yolda bir işlem ve ilanın esasen söz konusu olmayacağı, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 45. maddesinin üç fıkrası Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, yalnız ( tevzi yolu ile oluşan tapulara değer verilmesini içeren ) fıkrası yürürlükte bırakılmış ise de, bu olgu ancak orman rejimi dışına çıkarılan kesimlerde söz konusu olup, dışarı çıkarılmayan yerlerde uygulama olanağının bulunmayacağı-
Yapı eseri malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkin davada, zararın ortaya çıkış biçimi, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinin varlığını gösteren fiili bir karine oluşturup, yapının yapımı ile ilgili mevzuata ve teknik kurallara uyulmadığı, alışılmış tedbirlerin alınmadığı ve resmi makamlarca yapılan denetimler sonucunda, bina ve yapı eserinin teknik niteliklerinin uygun görülmediği ispatlanırsa, bunlar eksikliğin ve illiyet bağının varlığına birer belirti olacağı- Dağıtım şirketi, kaçak yapı yapılması sebebiyle elektrik tellerinin yapılan kaçak yapıya yakınlaşması ve tehlike arzeden hale gelmesine rağmen TBK. mad. 69. gereği elektrik hattının can ve mal güvenliğine zarar vermesini önlemede gerekli özeni göstermediğinden meydana gelen zarardan sorumlu olacağı-
Kıyı kenar çizgisinin düzeltilmesi ve yeniden tespiti ile tapu iptali ve tescil istemi-
İdari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilemeyeceği, bu durumda, istem İdari Yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının isteminin dinlenilebilir nitelikte olmadığı-
Mülkiyet nakline neden olmamak için Nüfus Müdürlüğü'nden gelen kayıtlarda gözüken şahıs sağ ise kendisi, ölmüş ise mirasçıları duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiası bulunup bulunmadığı sorulmalı, mülkiyet hakkı iddiası var ise davanın kayıt düzeltilmesi yolu ile değil tapu iptali tescil davası ile çözümlenmesi gerektiği dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tazminat davası-
Davalı kurum çalışanlarının ihmali davranışı sonucu oluştuğu ileri sürülen zarar nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, kısa kararda; ‘’ davanın yargı yolu nedeni ile reddine,’’ karar verilmişken, gerekçeli karar ve hüküm fıkrasında; ‘’İş Mahkemeleri’nin görevli olduğundan bahisle görev görevsizlik nedeniyle davanın reddine’’ karar verilmiş olması nedeniyle hükmün usulden bozulması gerektiği-
Hakem kararının tasdiki davası-
Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının tutulmasından doğan tüm zarardan, kaydı usulüne uygun tutmayan, özel mülkiyete konu olamayacak yere tapu düzenleyen Hazine sorumludur ve bu yüzden davacının uğradığı zararı ödemekle yükümlüdür; ancak, zararın kapsamının takdiri sırasında taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin esas alınmış olması doğru olmayıp, davacının zararı taşınmazların elinden çıktığı 28.09.1999 gününde gerçekleştiğinden, zarar kapsamının da o günkü verilere göre belirlenmesinin gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.