Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davalı Belediye Başkanlığının yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu proje çerçevesinde yol çalışması yaptığından ve yol çalışması sırasında yeterli önlemlerin alınmadığı gibi uyarı işaret ve levhalarının eksik konulmasından zararın doğduğu ileri sürüldüğünden, davanın hizmet kusuruna dayandığı, tam yargı davası niteliğinde olduğu; böyle bir uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği-
Davalı belediye adına diğer davalı şirketin yol çalışması yaparken, davacı Kuruma ait yeraltı kablolarına zarar verdiği iddiasıyla açılan dava haksız eylemden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, bu davanın idari yargının değil, adli yargının görevi kapsamında kalacağı-
Davacı yönünden intifadan men olgusu gerçekleşmediğine göre, fuzuli şagilin taşınmazı kullanmasından dolayı malike ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil isteği bakımından davanın reddinin gerekeceği-
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinin, somut olayda olduğu gibi, bir imar planı değişikliğine dayalı bulunsa dahi, daha önce düzenleme ortaklık payı düşülmüş olan bir taşınmazla ilgili olarak ikinci kez aynı nitelikte bir işlem yapılmasına, başka bir ifadeyle, bedeli ödenmeksizin taşınmazın bir kısmının terk edilmesinin istenilmesine olanak vermeyeceği-
Uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın ise iptalinin gerekeceği ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği, ancak, eksiği tamamlatılmak suretiyle getirtilen evraklardan, idarenin geri dönüşüm çalışmasını yaptıktan sonra Tokat Belediye Encümeninin 2.12.2008 tarih ve 1108 sayılı kararı ile 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yeni bir idari işlem tesis edildiğinin anlaşıldığı, anılan bu işlemle ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemeyeceği-
MK’nun 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşulun, yapı malikinin «iyiniyetli olması» olduğu, buradaki iyiniyetin de MK. 3’de tanımlanan «sübjektif iyiniyet» olduğu–
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenlerin kamu görevlileri aleyhine açtıkları maddi ve manevi tazminat davalarında kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesinin, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağı, kamu görevlisi olan davalı hakkında, kusuruna dayanılarak açılan davanın husumet yönünden reddine karar verileceği-
Davada, taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesi gereğince aracın vergi kaydından doğan mükellefiyetin davalı satıcıya ait olduğunun tespiti talep edildiğinden davanın bu niteliği itibariyle davacının vergi borcundan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olarak kabulünün gerekeceği-
Tarafların müştereken malik bulundukları taşınmazda ahşap yığma bina şeklinde yapılan iki bölmeli depoyu diğer hissedarların rızası ile davacının 2005 yılına kadar işyeri olarak kullandığı, yapının 2005 yılından 2010 yılına kadar boş kaldığı, taşınmazın kullanılabilmesi için 2010 yılında diğer maliklerin rızası alınmadan şikâyet edilen hissedarlardan ikisi tarafından çatı sökülmek suretiyle tadilata başlanması ve taşınmaza bitişik hazine arazisine kazıkların çakılması üzerine Kaymakamlık kararı ile müdahele edilen hazineye ait taşınmaza tecavüzünün men'ine, taşınmazda üstün hak iddiasında bulunan tarafların görevli mahkemeye müracaat haklarının olduğuna karar verildiği, davalının idari tahkikat sırasında dava konusu taşınmazda emlak bürosu açmak için tadilata başladığına ilişkin beyanda bulunduğu, izinsiz yapılan tadilat nedeniyle yapı tatil tutanağı düzenlendiği anlaşılmakla, söz konusu kararlar ile tüm dosya kapsamından davalının müşterek mülkiyete konu taşınmazda emlak bürosu açmak için diğer maliklerin rızasını almadan tadilat işlemlerine başladığı ve taşınmazın mevcut çatısını yıktığı, yıkılan çatı nedeniyle davacının babasının payından dolayı miras hissesi oranında zarara uğradığı sabit olduğundan, davacının taşınmaza verilen zararının ve diğer zararlarının kapsamı belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.