Davalı tarafından sigortalanan işyerinde çıkan yangının, davacıya ait işyerine sirayeti sonucu oluşan zararın tazmini istemine ilişkin davada poliçenin, davaya konu yangının çıktığı işyeri için düzenlenmiş poliçe olup olmadığı araştırılması gerektiği, kusur ve yangının oluş sebebi ile zarar miktarı konularında bilirkişi raporu alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesisi bozmayı gerektirdiği-
Para cezalarının artan enflasyona göre uyarlanması sırasında hata yapılabileceği, reddi hakim talebinin reddi için nadiren para cezası uygulayan hukuk hakiminin bu tür hesabı bilmemesinin mazur görülebileceği- HUMK'un 36/4.maddesinde para cezasının ret talebinde bulunandan alınmasına ilişkin hükmün, Yargıtay içtihatlarıyla avukat yerine taraftan alınacağı kabul edildiğinden; bu durumun hakimin açık bir yasa hükmüne aykırı hareket ettiğini göstermeyeceği- Hakimi ret dilekçesi başlığında kızlık soyadını taşıyan hukuk bürosunun antedinin bulunduğu, hakimi ret talebini içeren dilekçede adı yazılı davacının bu dilekçede imzasının bulunmamasına rağmen adının yer alması ve “ederiz” şeklinde çoğul ifadeler kullanıldığı, davalı hakimin davacı vekillerinden ayrı ayrı para cezası alınmasına karar vermesinin maddi hataya dayandığı- Ret talebinde imzası bulunmayan kişiden para cezası alınmasının sadece vekalet hükümleri nedeniyle mümkün olacağı-
Mahkemece, taraflara banka adlarını bildirmesi için süre ve imkan tanınarak, tarafların bildireceği bankaların genel müdürlüğüne yazı yazılarak yukarıda bildirilen ilkeler ışığında faiz oranları getirtilip dosya içine konulduktan sonra, takip konusu asıl alacak kalemlerinin net miktarlarının gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak belirlenmesi, yine belirlenen bu net miktarlar üzerinden ilama uygun bir şekilde dayanak ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline hükmedilen alacak için bildirilen banka faizleri, diğer kalemler için yasal faizler uygulanarak istenebilecek faiz miktarlarının da tespit edilmesi ve buna göre icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekçesiyle hükmün bozulması gerekeceği-
Tazminat davası-
Hakimin, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği; soru sorabileceği; delil gösterilmesini isteyebileceği-
Şikayetçi üçüncü kişinin, "haczi yapılan menkuller üzerinde rehin alacağı olduğunu" ileri sürerek, "satış ve sonraki aşamalarda rüçhanlı alacaklı olarak kabul edilmesini ve paylaştırma aşamasında bu durumun göz önüne alınmasına" yönelik yaptığı başvurunun, satış sonrasında sıra cetveli yapılması halinde sıra cetveline itiraz olarak, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmaması durumunda ise memurluk işlemini şikayet yoluyla ileri sürülebilecek iddialar olup, mahkemece bu aşamada anılan şikayetin dinlenme olanağı bulunmadığından reddi gerekirken istemin esasının incelenerek reddinin isabetsiz olduğu-
Yargılama giderinin hükümden sonra tavzihle yazılmasına ilişkin olarak yapılacak usul işlemine cevaz veren bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, davacının tavzih talebine uygun olarak yapılacak işlemin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu, hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek; davalının tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığı-
-6352 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Anayasaya aykırı olduğuna dair yapılan başvuru üzerine verilen- Anayasa Mahkemesi'nin 04.07.2013 T. E: 2012/100, K:84 sayılı kararı-
Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, HUMK'nun 49-52 nci maddeleri (6100 S.HMK.md.61 vd.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği gözetilmeden hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı taşımayan dahili davalı konumundaki şirket hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.