Mahkemece bozma ilamı sonrasında alınan ek bilirkişi raporunda maddi hata yapıldığı ve karardaki bu yanılgı bozma sebebi ise de; yargılamadaki makul süre ve dosyanın safahatı dikkate alınarak bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerektiği-
Ayıplı malın değişimi aksi halde ödenen bedelinin tazmini davası-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında olumlu yetki tespitinin iptali istemine ilişkindir...
Borçlunun imzaya itirazının kabul edilmesi halinde İİK.nun 170/III maddesi gereğince “takibin durması” yerine “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-
2. HD. 07.06.2018 T. E: 2016/17659, K: 7472-
Davacının başlattığı icra takibinin tarihi 17.09.2010 olup, 6352 sayılı Kanunun 38. maddesi ile İİK'ya eklenen geçici 10. maddesi uyarınca davacı lehine %40 (şimdi %20) icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Alacak istemine ilişkin davada, aleyhine dava açılan kişinin ............ tarihinde öldüğü dosya kapsamından anlaşılmakla, davacıya uygun mehil verilerek mirasçılarının davaya dahil edilmesinin sağlanması, uyuşmazlık konusu olay hakkında savunmalarının alınması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu bu davalı hakkında da kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı-
İİK. 33 uyarınca -borçlunun itirazı kabul edilerek- «icranın geri bırakılmasına» karar verilen durumlarda, ayrıca borçlu lehine % 40 tazminata da hükmedilemeyeceği–
Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek olmadığı, kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebileceği; fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durdurulamayacağı, ilamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkün olduğu - İcra Müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisinin olmadığı, ancak o hükmü vermiş olan mahkemece tavzih edilebileceği - Hakimin tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemeyeceği - Tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hükmün sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
Borçlunun TMK'nun 407. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kısıtlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4.maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkün olsa da alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine,  vasiye  gönderilen icra emrinin kısıtlı borçluya gönderilen ilk icra emrinin aynısı olduğu- Böylece HMK'nun 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin,  ek takip talebi ile takipte  gösterilmesi ve icra emri tebligatının vasiye tebliğinin zorunlu olduğu- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.