Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacı tarafından çalındığı iddia edilen çeke ilişkin olarak mahkemece, çekin keşide tarihinde davacı vakfı temsile yetkili kişiler belirlenip çek üzerindeki imzaların bu yetkililere ait olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Sıra cetveline itiraz davasında, vekil tarafından, dayanak icra takip dosyasında ye alan alacaklı gerçek kişi yerine davacı olarak şirketin gösterilmesinin maddi hata olduğu ve davayı uzatma amacı olmadığından dürüstlük kuralına da aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabul edilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kararında hükmün görev yönünden bozulmasına karar verilmiş ve mahkemece de bozmaya uyularak davada iş mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi bozma ilamında, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin göreve ilişkin kesinleşen bozma ilamının dikkate alınmamış olmasının Dairemizce maddi hata olarak değerlendirildiği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğundan usuli kazanılmış hakkın istisnalarından olup kararın bozulmasına engel teşkil etmeyeceği, şu halde; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi bozma ilamına uyularak verilen görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddi kararı usul ve yasaya uygun düşmediğinden, HMK'nın 23/2 maddesi uyarınca bağlayıcı nitelikte bulunan Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin davanın genel mahkemede çözümlenmesi doğrultusundaki kararı gereği, mahkemece esasa girilerek inceleme yapılması, delillerin toplanıp değerlendirilmesi ve talep hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ihalelerde pey süren olup, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle nispi peşin harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
«Kısa karar»la, «gerekçeli karar» arasında çelişki bulunması halinde -10.4.1992 T. ve 7/4 sayılı İçt. Bir. K. gereğince- çelişkinin giderilmesi için, eski kararla bağlı olmaksızın yeniden karar verilmesi için, icra mahkemesi kararının bozulması gerekeceği–
HMK. mad. 124/3 gereğince, borçlu aleyhine başlatılan takipte borçlunun takip tarihinden önce öldüğünün anlaşılması halinde, takibin ölü kişi aleyhine başlatılması hususunun maddi hatadan kaynaklandığı veya taraf değişikliği talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı belirlendiği takdirde takibin mirasçılara yöneltilmesi mümkün ise de alacaklı dilerse bu yolu seçmeyip mirasçılar aleyhine ayrı bir takip yapabileceği-
8. HD. 26.09.2019 T. E: 4179, K: 8191-
4. HD. 14.06.2023 T. E: 2022/2481, K: 7969
"Satış bedeli" ile "satış tarihindeki gerçek değer" arasında "pek aşağı bir bedel farkı" bulunmadığından, iptâl nedeni olamayacak satışlar-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.