HMK.'nun 4/a maddesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
Dava konusu taşınmazın davacının mirasbırakan babasına satılıp devredildiği, miras ve taksimle davacıya geçtiği, davacı, mirasbırakanı ve satıcısının tespit tarihine kadar yirmi yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında dava konusu parsele zilyet olduklarının ve kazanma koşullarının oluştuğunun toplanan deliller ve yapılan inceleme ile belirlendiği, kazanma koşullarının oluşmasından sonra satıcı veya başkası adına Hazinece işgal tazminatı tahakkuk ettirilmesinin veya bu kişiler tarafından yapılan ödemelerin davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği-
El atmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen dava, tapu iptal ve tescil,alacak ve tazminat istekleri-
Dönemlerle ilgili olarak ekilen ürünlerle ilgili ayrı ayrı gelire esas olan cetvellerin İlçe Tarım Müdürlüğünden celbedilip bu şekilde somut veriler toplanıp buna göre bilirkişi raporu alınması, faiz yönünden ise, ecrimisilde talep halinde dönem sonlarından itibaren kademeli faize hükmolunacağı-
Trafikte kayıtlı araçların, yapıları itibariyle taşınır mal da olsalar mülkiyetlerinin geçişi taşınır ve taşınmazlardan farklı olarak, özel ve kendine özgü bir düzenleme koşuluna bağlanmıştır. Bunun sonucu olarak alıcı ancak satış senedinde belirtilen hukuki neden gereğince (satış ise satış, bağış ise bağış) aracın mülkiyetini kazanabileceği; eğer bu konuda yanlar arasında bir danışıklılık varsa ve gerçekte bağış olan irade satış gibi gösterilmişse, gerçek iradelerin resmi senette birleşmemiş olması nedeniyle mülkiyetin de geçmeyeceği; yanların gerçek iradeleri ile senede yansıyan iradeleri birleşmediğinden, geçerli hukuki bir sonuç ortaya çıkmış sayılmayacak, delillerin imkân vermesi koşulu ile danışıklı bir işlemin varlığının kabul edilmesinin gündeme geleceği- Bu halin de işlemin iptaline neden olacağı-
Sebepsiz zenginleşme nedeni ile gecikme faizi yürütülebilmesi için borçlunun (sebepsiz zenginleşenin) bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerektiği- Davalıya ilama dayanılarak ödeme yapıldığına göre, tazminatın kendisine ödendiği tarihte mütemerrit sayılmayacağı- Ödeme yapılan tarihte de temerrüt faizi için zorunlu unsur olan borcun muaccel olma unsuru dahi gerçekleşmemiş olduğu- Faizin başlangıcı tarihi olan Bölge İdare Mahkemesinin kararının kesinleşme tarihinin esas alınarak, karar verilmesi gerektiği-
Tapu senedine dayanan davacının mülkiyet hakkının davalının iddia ettiği şahsi hakka üstün olduğu, harici satış senedinin tarafı olmayan davacıyı bağlamayacağı-
Birleşen davada davacının feragat sözleşmesine dayalı iptal ve tescil isteğinin reddine ve asıl davada işin esasına girilerek davacının çapa dayalı elatmasının önlenmesi ve ecrimisil isteğinin HUMK.nun 74. maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak nizalı olan payları aşmayacak şekilde dava dilekçesinde açıkladığı pay miktarı ve usul hükümleri gözönüne alınarak iddia ve savunmalar çerçevesinde değerlendirilerek davalıların elattıkları taşınmazlar bakımından kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Paylı mülkiyete tabi olan çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Konteynerleri haksız olarak alıkoyan davalıdan haksız fiil hükümlerine göre tazminat talep edilmiş olup haksız alıkoyma sürecinde davacının zararının mütemadi olduğunun kabulü gerektiği- Geçen süre zarfında, davalı tarafından konteynerlerin kullanılmadığı veya başkasına kullandırmadığı, davacı tarafından da sadece haksız alıkonma yüzünden uğranılan zararın talep edildiği anlaşıldığından, somut olaya fuzuli işgal veya gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeye ilişkin zamanaşımı sürelerinin uygulanamayacağı- Davalının eylemi nedeniyle yoksun kalınan kazancın tazminat olarak talep edildiği uyuşmazlıkta, zararının sürekli ve belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle her günün zararına ait haksız fiil zamanaşımı süresinin o günden itibaren işlemeye başlayacağı- Davalının süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu gözetilerek, 6101 s. TBK.nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 5. hükmü de dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- "Davacının talebinin kötü niyetli zilyedin sorumluluğunun düzenlendiği TMK’nin 995. maddesi kapsamında değerlendirilerek (ecrimisilde uygulanması gereken) beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.