Takibin 27.05.2016 tarihinde başlatıldığı, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde geçen "Borç İbra Protokolü" başlıklı belgenin ise 29.09.2016 tarihinde takipten sonra düzenlendiği, bu nedenle takipten sonra düzenlenen bu belgenin borca itiraz tarihi itibari ile var olmadığı, takibin kesinleşmesinden sonraki itfa kapsamında değerlendirilmesi gerektiği-
"Borçlu tarafından takip dosyasına yapılan ödemenin, kendisine ödeme emri tebliğinden sonra olduğu ve yanlışlıkla yapılan bir ödemenin söz konusu olmadığı anlaşılmakla, İİK.'nin 361. maddesinin olayda uygulama yeri olmadığı- Öte yandan borçlunun icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağından, borçlunun ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceği"ne ilişkin Yargıtay kararına direnişmişse de, direnme kararının verildiği 07.03.2023 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 238.730,00 TL olmakla uyuşmazlık konusu değerin (107.300,00 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği-
Borçlunun, aidat alacağına dayalı olarak adi kiraya ve hasılat kiralarına ait yolla takip yapılamayacağına yönelik iddiasının şikayet niteliğinde olduğu- Maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmasının, taraflar yönünden usuli kazanılmış hak doğurmayacağı-
İcra mahkemesince, borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, kötüniyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklının takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere talep şartı aranmaksızın tazminata mahkum edileceği (İİK. mad. 169a/6)-  Hükmedilen tazminatın, tüm alacak tutarı üzerinden değil, tahrifat yapılan alacak tutarı üzerinden belirlenmesi gerektiği- 
İtirazın iptali davası-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni olacağı-
"Tebliğ mazbatasındaki imzanın kendisine ait olmadığını" ileri süren borçlunun bunu ispat etmesi gerektiği- (Adli Tıp Kurumu ve Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı) Bilirkişi raporlarında "imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığı" sonucuna ulaşıldığından, mazbatadaki imzanın kendisine ait olmadığı hususunun borçlu tarafından ispatlanamamış olduğu-
Takibe dayanak çekin keşide yeri ile muhatap bankanın bulunduğu yer de aynı yer olduğundan ibraz süresinin on gün olduğu- Takip dayanağı çekin süresi içerisinde ibraz edildiğine göre kambiyo vasfına sahip olduğu, mahkemece itirazın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı çek, süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını taşımadığı gibi, takip yapan alacaklının da takip yapmakta yetkili hamil olmaması nedeniyle, icra mahkemesince, itiraz eden borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK.nın 269/2 maddesi hükmüne göre borçlunun, itirazında kira akdini açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.