Ticari vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa asil adına çek tanzim edebileceği- Çekin "vekaleten" imzalandığı yazılmasa da, vekalet verenin, vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumlu olduğu- Sözlü olarak yetkilendirilme yapılmasının ise mümkün olmadığı-
Kesinleşen takip nedeniyle tahliye davasında davalı borçlu kesinleşen takip miktarını takip tarihinden önce ya da yasal ödeme süresinde ödendiğini kanıtlaması gerektiği-
Şirketi temsil ve borç altına sokma yetkisi bulunmayan kişinin, imzaladığı senetlerden dolayı şahsen senet bedelinden sorumlu olacağı—
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
Bono ve çeke dayalı olarak “genel haciz yolu ile” başlatılmış olan takipte borçlunun süresi içinde “alacaklıya borcu bulunmadığını” bildirerek borca itiraz etmesinden sonra, alacaklının icra mahkemesinden “itirazın kaldırılmasını” talep etmesi halinde, zamanaşımı itirazı, senet metninden kaynaklandığından, itirazın kaldırılması talebinin ilk duruşmasında borçlu tarafından ileri sürülebileceği, aksi taktirde icra mahkemesince “itirazın kaldırılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu çekin muhatap bankaya ibrazı üzerine banka tarafından “Keşideci imzası tutmadığından işleme alınamamıştır” şeklinde şerh düşüldüğü ancak herhangi bir ibraz tarihi bulunmadığı görüldüğünden, alacaklının TTK'nun 796 ve 808. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybettiği, bu durumda takip dayanağı söz konusu belge kambiyo senedi vasfını taşımadığından adi havale niteliğinde olup, borçlunun borcu kabulü de bulunmadığından, bu belgelere dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayıp takibin iptali gerekeceği, takibin iptali kararının yasal dayanağı İİK'nun 170/a maddesi olup, bu maddede tazminat öngörülmediğinden, alacaklının tazminatla sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Dava, iki ayrı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan, davalı şirket tarafından sunulan çek ve nakit ödemelere ilişkin belgelerin her iki icra takibine konu faturalara yönelik olarak incelenmesi gerekeceği, ancak mahkemece, fatura tarihlerinden önceki döneme ilişkin çekler de takibe konu faturalara ilişkin ödeme kabul edilip borçtan mahsup edilmiş olup, öncesinde yapılan ödemelerin takip toplamından mahsup edilemeyeceği, mahkemece yapılması gerekenin, sonraki tarihli çeklerin takibe konu faturalara ilişkin ödeme olarak kabul edilerek, toplam alacak miktarından mahsup edilmesi olduğu-
Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesinin çürümüş sayılacağı, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstleneceği, buna senedin talili dendiği, bu anlamda talilin senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına geldiği, dava konusu bonoda; davalı keşideci-borçlu, davacı ise lehtar-alacaklı olduğu, ihdas nedeni olarak “nakten” kaydı bulunduğu, bu durumda ‘senedin, hizmet nedeniyle verildiğini’ beyan eden, senet üzerindeki ihdas nedenini talil eden davalı tarafın ispat yükünü üzerine aldığı, davalı tarafça ‘senedin nakden değil, hizmet karşılığı verildiği’nin ispatlanması gerektiği-
Borçlunun icra dairesine yaptığı itiraz üzerine takibin durmuş olmasının şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.