Tahliye taahhütnamesine dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması istemine ilişkin davaya dayanak icra takip dosyası incelenmiş ve karara esas alınmış olmasına karşın davalının davaya konu taşınmazdan tahliyesine karar verilemeyeceği-
Sözleşmenin 19. maddesinde yer alan bir kira ödenmediğinde gelecek kiraların muaccel olduğuna dair hüküm de taraflar için bağlayıcı olup Mahkemece davalı tarafından inkar edilmeyen yazılı kira sözleşmesi uyarınca inceleme yapılıp varsa davalının ödemeleri dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde itirazın kısmen kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK.’ nun 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle takip borçlusunun takibe itiraz etmesi gerekir. Somut olayda davalı icra takibi borçlusu davacı tarafından girişilen icra takibine itiraz etmemiştir. Bu haliyle davacının olmayan bir itirazın iptalini istemekte hukuki yararı bulunmayacağı-
Davacının davasını, ödeme emrinin 04/02/2015 tarihinde tebliğ edilmesine göre otuz günlük ödeme süresi geçtikten sonra dava açma süresi olan altı aylık sürenin geçirilmesinden sonra 15/09/2015 tarihinde açtığı, bu durumda mahkemece, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Her ne kadar davalı cevap dilekçesinde ödeme belgesi ibraz etmemiş ise de ödeme belgesi borcu sona erdiren özelliği nedeniyle yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden, davalının temyiz dilekçesine ekli Nisan ve Mayıs aylarına ait ödeme dekontu davacıya sorulup, beyanı alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere kararın bozulması gerekeceği-
İİK.nun 150/ı ve buna bağlı olarak uygulanacak olan 68/b maddesi bankalar lehine düzenlemeleri içermekte olup, kurumsal ve ciddi bir yapıya ve Devletin sıkı denetimine tabi olan bankalar ve kredi veren kuruluşlar yönünden yapılan bu düzenlemelerin, herhangi bir gerçek ya da tüzel kişi alacaklı için de uygulanacağının kabulü ağır sonuçlara yol açabileceğinden bu düzenlemelerin banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişiler yönünden uygulanma imkanının olmadığı-
«İtfa», «ödeme», «borçlu olunmadığı» gibi «borca itiraz» sebeplerinin, icra mahkemesinde İİK. 169/a-I’de öngörülen biçimde, «yazılı belge» ile isbat edilebileceği—
İcra mahkemesinden yetki itirazının kaldırılmasının istenmiş olması halinde mahkemece “borca itirazın kaldırılması” yönünde karar verilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.