Her ne kadar kredi sözleşmelerine dayalı ilamsız takiplerde asıl borçluya tebliğ edilmiş ihtarname ve hesap özetlerine dayanılmamış ise de bu takipler itirazsız kesinleştiğinden temlik edilen alacağın varlığının icra mahkemesince artık tartışma konusu yapılamayacağı, ancak alacağın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konulduğu ve itiraza uğradığı, bu halde alacağın ipotekli takipte tahsil edilebilirliğinin icra mahkemesince yukarıda yer verilen ipotekle ilgili yasal düzenlemeler kapsamında değerlendirilmesinin gerekeceği-
Krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, tazmin talebine veya ihtara tebliğ edildiği tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde, ihtardaki borç miktarının kesinleşeceği, ancak, böyle bir durumda, borçlunun, kesinleşen borç miktarına ilişkin ödeme belgesi sunmak suretiyle itfa itirazında bulunabileceği gibi; ihtarnamedeki borç miktarına, takip tarihine kadar işletilen faiz miktarı ve faiz oranına da itiraz edebileceği-
İİK. 150/ı maddesi çerçevesinde yapılan takiplerde, borçlunun kendisine gönderilen hesap özetine 8 gün içinde noter marifetiyle itiraz ettiğinin anlaşılması halinde alacaklının alacağının İİK’nun 68/b maddesi çerçevesince alacağını ispat edebileceği, bu konuda icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca ulaşılabileceği–
Alacaklı banka ile asıl borçlu arasında düzenlenen üst sınır ipoteklerinde ipotek limitinin belirlendiği fakat; temlik sözleşmesi ile alacaklı banka tarafından temlik borçlusu nezdinde doğmuş kredi alacağının temlik alana devir edildiği, temlik alacaklısının ipotek limitini aşmamak koşuluyla temlik aldığı alacak ve ferilerinin tahsilini talep edebileceği-
Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceği ancak haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabileceğinden, mahkemece, lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin mahiyeti, konulma nedeni sorularak zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil edip etmeyeceğinin belirlenmesi, engel teşkil etmeyeceğinin anlaşılması halinde ise, bilirkişilerce tespit edilen borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, karar verilmesi gerekeceği-
Borçluların ipoteğin teminat ipoteği olduğu, hesap katı ihtarının tebliğ edilmediği ve borç miktarının belirlenmediği itirazlarının, borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre yasal süre içerisinde icra dairesine bildirilmesinin gerekeceği-
İİK. nun 150/ı maddesinde yer alan düzenlemenin, banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı-
İİK.nun 83/c maddesi gereğince yapılacak haczedilmezlik şikayetinin kabulü için menkullerin akit tablosunda yazılı olması yeterli olmayıp ayrıca bunların “teferruat” niteliğinde de bulunması gerektiği-
İpotekli taşınmaz üzerinde bulunan bütünleyici parça ve eklentiler ipotek kapsamında olup taşınmazla birlikte satılmasının zorunlu olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.