"İcra takibi, gemi adamının hizmet sözleşmesine dayanılarak ödenmeyen maaş alacağına dayalı olarak başlatılmış ve anılan alacak bir ipotek akit tablosuna bağlanmış olmadığından, 6102 s. TTK.'nun 1320. maddesinde sayılan gemi adamı ücretinden doğan gemi alacaklısı hakkına dayalı bu takibin aynı Yasa'nın 1380. maddesi gereğince taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile yapılabileceği"-
Satış tarihinde belirlenecek ipotek limitine göre takipte limitin aşılmış olduğunun anlaşılması durumunda borçlunun limiti aşan miktar için süresiz şikayet hakkının bulunduğu da nazara alındığında bilirkişi incelemesi ile sonuca gidilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kesin borç (karz) ipoteklerinde, alacaklının ipoteğin kaldırılması (fekki) için anapara dışında takip masrafları ile geçmiş günler faizlerinin de ödenmesini isteyebileceği–
Borçlunun kendi borcu sebebiyle yine kendisine ait taşınmazını, alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek ettirdiğinin, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, o halde, mahkemece; şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar vermek gerekeceği-
Davalılar lehine kurulan ipotek akit tablosu incelendiğinde, ipoteğin 30 ay müddetle kurulduğu ve dava tarihine kadar anılan sürenin sona ererek, ipoteğin teminat vasfının sona erdiği, bu gerekçeyle, ipoteğin kaldırılması gerektiği-
Yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılmasının mümkün olmadığı-
poteğin usulsüz olarak kaldırılması nedeniyle ipoteğin yeniden hükmen tesisi, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin davada, bir kısım taşınmazların davadışı 3.kişilere devredilmiş olmasına rağmen, bir kısım dava konusu taşınmazların hala davalılar adına kayıtlı olduğu, ayrıca davacı tarafından ıslah dilekçesi ile usulsüz olarak fek edilen ipoteklerin yeniden tesisinin mümkün olmadığı takdirde tazminat talebinde bulunmasına rağmen mahkemece tazminat istemi yönünden muhtariyetine karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece bir kısım taşınmazların hala davalılar adına kayıtlı olması, geriye kalan taşınmazlarında davadışı 3. kişilere devredilmiş olması karşısında, davalılar adına kayıtlı olan taşınmazlar yönünden ipoteğin yeniden tesis edilme şartlarının oluşup oluşmadığı hususları ile dava dışı 3. kişilere devredilen ve halen davalılar üzerinde bulunan taşınmazlar bakımından ıslah dilekçesiyle davacının tazminat isteminde bulunduğu değerlendirilmesi gerektiği-
İtiraz edilmemekle ihtarname ile istenilen toplam borcun kesinleştiğinin ve ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren verilen sürenin sonuna kadar işleyecek akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar da işleyecek temerrüt faizinin takipte talep edilebilir hale geldiğinin kabulünün gerekeceği-
İpotek veren üçüncü kişinin sorumluluğunun, ipotek akit tablosunda belirtilen miktarla sınırlı olduğu—
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; tarafların aralarında düzenlemiş oldukları bedelli ipoteğin kesin borç (ana para) ipoteği niteliğinde olmadığı, bu nedenle İİK'nun 149. maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.