Alacaklı banka ile borçlu şirket arasında akdedilen kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olan şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı için tesis edilmiş ipotekle ilgili, ipotek akit tablosunda yer almayan ve İİK. 149. maddesi anlamında borçlu olmayan şirket hakkında ipotekli takip yapılamayacağı, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle alacaklı tarafından bu şirket hakkında sadece genel haciz yoluyla takip yapılabileceği, borçlu şirket hakkındaki takibin iptali gerekeceği-Borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçlu şirkete yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi); verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptali yönünde karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece davacının talebi üzerine daha önce hükmedilen yargılama giderleri davalı aleyhine değiştirilmiş olup hüküm fıkrasının davalı aleyhine sorumluluğunu arttıracak şekilde düzeltme yoluyla değiştirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-                    
İpotekli takiplerde, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerektiği, şu hale göre ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşı olduğu, bu husus mahkemece re'sen gözönünde bulundurulacağı- İpotekli taşınmaz maliki 3.kişi şikayetçi hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre takibe devam edilmesi ve hakkında takip olmayan 3.kişiye ait taşınmazın satışı mümkün olmadığından, yapılan ihale de yok hükmündedir.
Şikayete konu edilen menkullerin ipotek kapsamında mı yoksa finansal sözleşme kapsamında mı kalıp kalmadığına ilişkin olduğundan, buna dair şikayeti inceleme yetkisinin asıl takibin yapıldığı yerin bağlı olduğu icra mahkemelerine ait olduğu-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin, alacağın muaccel olup olmadığının, ne miktarının tahsil edilebilir olduğunun, faiz miktar ve oranlarının tespitinin, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceği, o halde İİK.nun 68/b ve İİK.nun 150/ı maddesinin tüketici kredilerinde uygulama olanağının olmadığı-
Rehinle güvence altına alınmış alacaklarda, zincirleme (müteselsil) kefil hakkında, haciz yoluna başvurabileceği—
Faizsiz ve süresiz olarak kurulmuş olan ipoteklerde, borcun muaccel hale gelmesinin borçlunun temerrüde düşürülmesine bağlı olduğu, bu durumda borçlunun ihtar ile temerrüde düşeceği ve alacaklının ihtardan itibaren temerrüt faizi isteyebileceği -Daha önce alacaklının ihtar göndermemiş olması halinde, borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğ ile temerrüde düşeceği ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi ödemekle yükümlü olacağı–
İİK. 150/ı maddesine göre ‘ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi dahi’ krediyi kullandıran (alacaklı) taraf (banka), hesap özetini noter vasıtasıyla borçluya gönderildiğine dair noterden tasdikli bir örneği, icra müdürlüğüne ibraz ettiği takdirde borçluya ‘örnek 6’ icra emri gönderilebileceği–
Üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmış olup bu durumda, alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabilecek olsa da, İİK.nun 134/5 maddesinden kaynaklı nemaların, alacaklıya alacağının yanında ihalenin kesinleşmesine kadar tahsil edememesi nedeniyle ödenmesi gerektiği- Alacaklının ipotek limit miktarına isabet eden nemasının hesaplanarak bulunacak miktarın ödenmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.