Alacaklının ipotek limiti ile sınırlı olarak takip yapabileceği, alacaklının teminat altına alınmayan kalan alacağı için kredi borçlusu hakkında yöntemine uygun olarak ayrı bir takip yapacağı-
Şikayetçi borçlu ipotek veren 3. kişi konumunda olup, ipoteğin, borçlunun doğmuş ve doğacak borçlarını teminen kurulmuş üst sınır (limit) ipoteği olduğu anlaşıldığından, şikayetçi ipotek veren üçüncü kişinin sorumluluğunun, ipotek limitiyle sınırlı olduğu, şikayetçinin, aynı zamanda ipoteğe konu alacakla ilgili kredi sözleşmesinde müteselsil kefil konumunda olması ve İİK. mad. 150/ı maddesi uyarınca kendisine kat ihtarı tebliğ edilmesinin de sonuca etkili olmadığı, bu hususun ipoteğin nevini değiştirmeyeceği, sadece alacaklıya örnek 6 icra emri göndermek suretiyle takip yapma hakkı bahşedeceği- Mahkemece, ipotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişi bakımından ipotek limitini aşan kısımla ilgili takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İpotek resmi senedinde ki bedelin, taşınmazın satın alınması amacıyla kullandırılan konut finansman kredisinin teminatını teşkil ettiği, ayrıca dava dışı bankaya başka sebeplerle doğmuş ve doğacak borçlarının da teminat kapsamında kalacağının ipotek akit tablosuna yazılmasına rağmen, başka ticari faaliyetleri olsa da kullanmış olduğu konut finansman kredisi bakımından tüketici sıfatına haiz olacağı, ipotek resmi senedinde belirtilen kayıtların ipotek resmi senedinin düzenlendiği tarihteki tüketici kanunu çerçevesinde haksız şart sayılacağı-
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunmasının ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanunu’nun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesinin gerekeceği, alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz malikinin ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebileceği-
E.ya ait bir hüküm içermeyen ilâmın (hakkında takip yapılan aleyhine verilmiş bir tahsil hükmü varmışcasına) icraya konulamayacağı–
Karz ipoteğine dayanan alacaklının limit ipoteğinde uygulama yeri bulunan İİK'nun 150/ı maddesinde öngörülen koşulları oluşturmasına gerek olmadığı, İİK'nun 149/a maddesi atfı ile borçlunun varsa aynı Yasanın 33/1-2 ve 4. madde ve fıkralarında belirtilen itiraz nedenlerinin incelenebileceği-
Borçlu limiti aşar bir biçimde yapılan takibe karşı çıkmış olduğundan, bu şekilde ipotekli takip yapılmasının, kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu-
İİK.nun 150/ı ve buna bağlı olarak uygulanacak olan 68/b maddesi bankalar lehine düzenlemeleri içermekte olup, kurumsal ve ciddi bir yapıya ve Devletin sıkı denetimine tabi olan bankalar ve kredi veren kuruluşlar yönünden yapılan bu düzenlemelerin, herhangi bir gerçek ya da tüzel kişi alacaklı için de uygulanacağının kabulü ağır sonuçlara yol açabileceğinden bu düzenlemelerin banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişiler yönünden uygulanma imkanının olmadığı-
İpoteğin «kesin (ana para) ipoteği»mi, «üst sınır (teminat) ipoteği»mi olduğunu belirlemek için sadece ipotek akit tablosundaki sözcüklere bakılamayacağı, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin «sözleşme, ihtarname vb. belgeler incelenerek» araştırılması gerekeceği—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.