Dava tarihinde yürürlükte olan İİK. mad. 297 uyarınca, konkordatonun kaydedilmiş alacaklıların yarısını ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacağı- Alacağın yasalara uygun olarak temliki halinde, temlik alacaklısı durumuna geçenlerin çoğunluğun hesabında göz önünde bulundurulması gerekeceği- Davacıdan alacaklı olan ve kabul oyu kullanan alacaklının toplam alacak miktarının, 2/3 nisaba denk gelen rakamın çok altında olduğundan, davacının istinaf başvurusunun yerinde olmadığı- Konkordato talebine itiraz etmeyen alacaklıların kararı temyiz/istinaf edemeyecekleri- İflas dışı konkordatoda, konkordato komiserinin, İflas içi konkordatoda konkordato komiserine ait görevleri yerine getirmeyi üstlenmiş olan İflas idaresinin (m.309) konkordatonun tasdiki talebinin reddine ilişkin kararı temyiz/istinaf hakkı bulunmadığı- Konkordato komiserinin (iflas içi konkordato komiserlik görevini üstlenmiş olan) İflas idaresinin, icra etmiş oldukları komiserlik görevi bakımından konkordatonun taraflarından tümüyle bağımsız, objektif ve tarafsızlık ilkeleri çerçevesinde hem borçlunun hem de alacaklıların menfaatlerinin adil ve eşit ölçüler içerisinde dengelenmesine ve uzlaştırılmasına yönelik olarak faaliyet gösteren resmî bir görevli konumunda olduğu-
Cumhuriyet savcısının hileli iflas iddiasına yönelik yapılan şikayet karşısında, soruşturma başlatıp, delilleri toplamak suretiyle sonucuna göre karar vermesi gerekeceği, hileli iflas iddiasına yönelik tüm iddia ve belgeler ile defterler üzerinde ticaret, iflas hukuku alanında üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla bilirkişi raporunun aldırılabileceği gibi müşteki tarafından ileri sürülen iddiaların kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunması ile delillerin takdir ve değerlendirilmesinin mahkemesince yapılması gerektiği cihetle, 5271 s. CMK. mad. 173/3 uyarınca deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Hileli iflâs suçu- Borçlunun suç teşkil etmeyen işlem ve eylemleri–
Şirket alacaklılarının dava açma hakkı doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre farklılıklar içerdiği- Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zararının oluşmasına sebep olduğundan, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, şirket alacaklılarının dolaylı zararı olduğu ve şirket alacaklısının dolaylı zararları nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabileceği- Yöneticilerin veya denetçilerin eylemleri sonucunda şirket alacaklılarının ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar doğrudan zararlar olup, ortaklığın zarar görüp görmemesinin bir önemi bulunmadığı, alacaklıların ise, talep ettiği tazminatın kendisi adına hükmedilmesini isteyebileceği-
Ticaret şirketlerinin müdür veya yetkililerinin icra ve İflas Kanunu'nun 337/A maddesinde yaptırıma bağlanan ticareti terk suçunu işlemelerinin yasal olarak mümkün olmadığı-
Malvarlığı, borcundan fazla olan borçlunun kendi istemi üzerine, doğrudan doğruya iflâsına karar verilemeyeceği–
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
Davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasının alacaklılar toplantısında reddedilmesi halinde, bu red kararının üçüncü kişiye tebliğinden itibaren, üçüncü kişinin 7 gün içinde istihkak davası açabileceği-
Vakıf senedinde belirtilen meblağdaki kuruluş malvarlığı yerine daha düşük meblağın TL bloke edilmiş olması ile kurucunun 5737 sayılı Vakıflar Kanunun 9/1.maddesinde sayılan suçlardan mahkumiyetinin olup olmadığı ile yerleşim yeri araştırılmadan tescile karar verilmesinin hatalı olduğu- Yeni kurulan vakıfların mahkeme siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı, mahkemenin vereceği tescil kararının kurucu yenilik doğuran bir karar olduğu, yani yeni kurulan vakıflarda, tescile dair kararın tüzel kişiliğin kazanılması için ön koşul olduğu-
İflas kararının, karardan haberdar olunma tarihinden itibaren bir ay içinde -hak sahipleri tarafından- yargılamanın iadesi yoluyla iptalinin istenebileceği—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.