Faktoring uyuşmazlıklarında herşeyden önce faktoring şirketinin, faktoring işlemine konu alacağı 6361 s. Kanun’un 9/2 maddesindeki koşullara uygun olarak temlik alıp almadığı hususunun mahkemece kendiliğinden değerlendirilmesi gerektiği-
Davanın, çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki çek teslim protokolünde, dava konusu çekin hatır çeki olarak verildiği açıkça belirtilmiş olup, söz konusu çekin taraflar arasındaki ticari ilişkinin teminatı olarak verildiği, bu durumda ticari ilişki nedeniyle davacının davalıya herhangi bir borcu bulunup bulunmadığı, çekin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği, yine dava konusu çekin iptal edilip edilmediği, kimin elinde olduğu hususlarının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın müracaata bırakıldığı ve işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay geçtiği halde yenilenmediği gerekçesiyle HMK. mad. 150 gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup asli müdahelenin vekil aracılığıyla yapıldığı ve asli müdahilin hukuki yardım aldığı ve talebinde haklı olup olmadığı tartşılarak haklı görülmesi halinde lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Yasal süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmemiş olan çekin, "adi havale" hükmünde olacağı, ne "kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe" ve ne de "genel haciz yolu ile takibe" konu edilemeyeceği-
Çek bir ödeme vasıtası olup, “bu amaç dışında başka bir amaçla verildiğini” davacı borçlunun ispat etmesi gerekeceği-
Davacının kaydını talep ettiği alacağın, iflâstan önce keşide edilmiş ve yasal süresinde ibraz edilip iflâstan önce başlatılan ve kesinleşmiş takibe konu olan çeke dayalı olması, davalı iflâs idaresinin de ‘bu çekin hatır çeki olduğunu’ savunmuş olması halinde, bu savunmasını ispat yükünün davalı iflâs idaresine düştüğü–
Davacının, lehtar tarafından bankaya tevdi edilen çekin «hatır çeki olarak düzenlenmiş olduğunu» usulen kanıtlaması gerekeceği–
Davanın, icra takibine karşı açılmış menfi tespit davası olduğu, mahkemece takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verildiğinin ve tedbir kararının uygulanması sonucu icra takibinin durdurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda İİK 72/4 .maddesi uyarınca alacaklı yararına tazminata hükmolunması gerekirken, tazminat verilmemesinin doğru olmadığı-
Dava konusu çekler süresinde ibraz edilmediğinden, davacı kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybetmiş olup, bu belgelere yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, alacağını her türlü delille ispat olanağı varsa da, davacı bu alacağını ispatlayamadığından “davanın reddine” karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmayacağı-
Çeki elinde bulunduran davalının, çeke dayanarak 6762 Sayılı TTK'nun 644 (6102 Sayılı TTK m. 732)'üncü maddesi uyarınca keşideciden sebepsiz iktisap hükümlerine göre alacağını talep edebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor